Distopyası olarak tatmin edici bir evren olduğunu düşünmüyorum. Ama distopya edebiyatının temellerinden biri olduğu için bu kültüre hakim olmak istiyorsanız okunacak bir kitap.
Konusu ise düşüncelerimizle yargılanmanın ne kadar kötü sonuçlar doğuracı.
Dili ve anlatımı akıcı ve sürükleyiciydi.
ARTIK DÜŞÜNCELER DE YARGILANABİLECEK
Bundan böyle eylemler değil, bizzat silah arkadaşları adli sürecin odak noktası olacaktı. Zihinler incelenip kayıt altına alınacaktı; eskiden olduğu gibi o anlamsız 'suçlu' ya da 'suçsuz' sonucuna varmak için değil de faydalı malzemeleri faydasızlardan ayırmak için."
Bir distopya
Kallokain, Leo Kall isimli bir bilim insanın ürettiği bir ilaç ismi. Kallokain, Kall Of Cain yani Kall'ın Cehennemi isminin kısaltılmış hali.
Üreticisi Leo Kall'ı iyarattığı bu cehennemde yakacak olan ilaç
Distopyamiz DünyaDevlet isimli bir totoliter rejimde geçiyor.
İnsanlar yeraltında yaşar ve çalışır. Dışarı çıkmak, temiz hava almak izne
Kallokain, Karin Boyle tarafından 1940 yılında yazılan bir distopya. Evet, distopya denince akla ilk olarak 1984, Cesur Yeni Dünya ve Biz kitapları geliyor olsa da, Kallokain de en az türdeşleri kadar etkileyici ve insanı dehşete düşüren cinsten.
Kallokain’in merkezinde romanın başkahramanı Leo Kall’ın geliştirip kendi adından esinlenerek
Kimse değinmemiş ama en önemli özelliğinden biri de kadın hakları ve kadına değinen bilim kurgu romanı olması. Çağ ne kadar ilerlerse bilim ne kadar gelişse de erkek çocuk vurgusu ve kadını da çocuk makinesi olmaktan alıkoymamış romanın tabiriyle. Ve duygularına ince ince anlatmış. Yazarının kadın olması da bu açıdan etkili olsa gerek.
Keşke intihar yerine varoluşsal problemini İslamla çözebilseydi. Her koşulda çok güzel bir kitaptı.
İthaki Bilimkurgu serisinin güzel kitaplarından biri. Diptopya sevenler için çok guzel bir kitap. Başlarda konu biraz yavaş ilerliyor lâkin sonra kitap daha iyi bir konuma geçiyor. Son dönemlerin faklı kitaplarından biri. Okunması gereken kitaplar arasında yerini alıyor bence. Tavsiye ederim.
Kallokain, gerçekliğin acı ilacı. Biz ve Cesur Yeni Dünya' dan sonra yayımlanan bu kitap onlardan esinlenmiş ve sonrasında yayımlanacak diğer kitaplara da esin kaynağı olmuş olabilecek bir distopya. Okuması rahat ve anlaşılır. Kararında bir boyutu var. Biraz daha uzasaydı sıkabilirdi ancak tam yerinde sonlandı diyebilirim. Kitap bir ilacın bulunuşunu konu alıyor. Dünyada Nazi ve Sovyet dönemi olduğu düşünüldüğünde ve yazarın iki ülkeyi ve yönetimi incelediği göz önüne alındığında kitap daha çok anlaşılıyor. Propaganda, yasaklar ve merkezi devlet, ayrıca devlete ait insanlık. Kitabın verdiği en önemli mesajlardan biri kimsenin masum olmadığı ve herkesin Her zaman gizlediği bisey olduğu gerçeği. Size bu ilaç verilseydi kim bilir siz neler söylerdiniz? Iyi okumalar.
Âh Kall ... Gecenin nefes alışını rüzgarla , kalbinin titrek atışlarını yıldızlarla bağdaştırdığında seni o dünyadan çekip çıkarmak istedim . Ve Linda ... Engellenemez dürüstlüğün bu derece korkutucu , aynı zamanda rahatlatıcı olduğunu düşünemezdim .
Sayfalar boyu akıp giden bir kitap. Her yaptığı devlet tarafından izlenen ve duyulan halk içindeki kimyagerin notlarından oluşuyor. Doğruluk aşısı (Kallokain) , geçmiş yıllardaki alkolden yola çıkılarak üretiliyor. Söylemeliyim ki sonu beklediğim gibi bitmedi . Linda ve Kall devlet gözlerinden uzak bir yerlerde mutlu olsunlar isterdim :)
Tarihi yazılış açısından 'Biz' ve 'Cesur Yeni Dünya'dan sonra, '1984' ve 'Fahreinheit 451'den önce yazılmıştır. Böylece 'Kallokain'in "Kara Dörtleme"nin ilk iki eserinden etkilendiğini ve sonraki iki eserini etkilediğini söylememiz yanlış olmaz. Örneğin; 1984 romanında görülen 'teleekran'ları, Karin Boye romanında 'polis kulağı' ve
Kallokain distopik roman severler için bilinmeyen bir mücevher adeta. Bu distopyada yapılan ve konuşulan her şey polis gözü ve polis kulağı denilen sistemlerle izlenmekte ve dinlenmektedir. Kimsenin rahat şekilde hareket edemediği ve herkesin sadece 'devlet' için çalıştığı bu distopyada, çocuklar da küçük yaştan itibaren iyi bir silah arkadaşı olabilmek için yetiştirilmeye başlanmaktadır.
Kallokain ise baş kahramanımızın geliştirmiş olduğu formülasyonun adıdır. Bu ilaç insan vücuduna enjekte edildikten sonra insanlar sorulan her soruya düşündükleri şekilde yanıt vermektedir ve tüm bilinçaltı düşünceleri ve eylemleri gün yüzüne çıkmaktadır. Böylece 'Dünyadevlet' sınırlarında kimse yalan söyleyemeyecek ve devlet tüm saldırılara karşı önceden haberdar olabilecektir.
Düşünülmesi gereken bir nokta ise insan düşünceleri yüzünden yargılanabilir mi ? Düşündüğümüz şeylerden suçlu bulunabilir miyiz ? Kimsenin birbirine güvenmediği bu distopyada da aslına işler tam da otoritenin istediği gibi gitmez ve gün geçtikçe tutuklamalar ve ihbarlar artmaya başlayacaktır. Böylece baş kahramanımızın da düşünce şekili değişmeye başlayacak ve aslında yapmış olduğu ilaçla beraber yeni bir dünyanın kurulmasına katkıda bulunduğunu anlayacaktır.
Kitap güzel ve sürükleyici bir kitaptı. Yeni bir distopya macerası arayanlar için birebir bir kitap. Sonunu tam olarak beğendiğimi söyleyemesem de bence oldukça akıcı ve kesinlikle okunması gereken distopik romanlar arasındadır.
