İyi amel işleyen kimse duasının kabul olmamasını ya da istediği bir şekilde kendisiyle muamele edilmemesini, başına musibet gelmesini, düşmanının eline düşmesini ya da dünya kötülüklerinden birisine maruz kalmasını çirkin görüp bunu tepkiyle karşılar ve sanki Allah'a minneti varmış gibi ameliyle şımarıp Allah'tan karşılık isteyerek, mükafatlandırılması gerekiğini düşünürse ameliyle ucub ve idlal yapmış sayılır.
Kuşkusuz Allah'ın kullarına olan nimeti ve fazlı olmasaydı, onları iyi ameller işlemeye muvaffak etmezdi.