Yılın 46.kitabıyla herkese merhaba
Bugün, genç bir yazar @nicat_yusuf_ ‘un ilk kitabıyla geldim. Yolu açık, okuyanı bol olsun diyerek incelemeye başlayayım
Şule, çok düzgün bir aileye sahip, iyi eğitimler almış bir çocuk gelişimci. Arkadaşı Ahmet’le çocukluktan itibaren çok yakın dost olsalar da, yıllar geçtikçe birbirlerine zoraki yakıştırılmaları, hep bir aşk baskısı ikiliyi zorluyor ve Ahmet dedikoduları sonlandırmak amacıyla askeri öğrenci oluyor. Sonrasında Ahmet’in şehit olmasıyla, Şule insanlardan nefret eder hale geliyor.( Dedikodular olmasaydı Ahmet askeri öğrenci olmayacaktı)
Ali Hakan, başarılı bir iş adamı ama Şule’nin aksine şiddet uygulayan, uyuşturucu kullanan bir babanın çocuğu.Haliyle küçük yaşında çok zorluk yaşamış.
İkilinin yolları Bakü’de bir yetimhanede kesişiyor. Kitabın sonrası, ikilinin yaptıkları sohbetlerle sırtlarındaki kamburlarından kurtulmaya çalışmalarını anlatıyor.
Kitap, konu itibariyle gayet akıcı ama belirli bir olay örgüsünün olmaması ve çoğunlukla sohbet şeklinde ilerlemesi okumayı yavaşlatıyor Ben Ali Hakan’lı kısımları daha çok beğendim; olgunluğu, her şeye rağmen hayata tutunması alkışı hak etti. Şule’ dense pek hazzetmedim Ali Hakan yaşadıkları ve başarısına rağmen daha mütevazi ve olgunken; Şule ukala ve şımarık geldi, karakter olarak daha zorlama buldum açıkçası.
Hepimizin kambur gibi sırtında taşıdığı bir derdi vardır eminim, bir gün onlardan kurtulabilmek dileğiyle. Hayat paylaşınca güzel
Sohbet tarzında bir kişisel gelişim okumak isteyen herkese tavsiyemdir.
Keyifli okumalar