Değil mi ki insanlık, ideal gibi kelimeleri bir kere ağzına almaya cesaret ettin;
demek ki bunun bir oyun, bir maskaralık olmadığını kendine ispata mecbursun...
Her zaman Bozova'da ot, kök koleksiyonlarıyla uğraşırsın... Ayağına kundura alacağın yere kitaplar, albümler getirirsin.. "Fırsat verseler vallahi bu memleketi İsviçre'ye çeviririm!" diye başımda söylenir dururdun... Memleketin sahipleri onu İsviçre'ye zor çevirtirler sana. Fakat Yukarı Sazan dağında bunu pekâlâ yapabilirsin... Gel şu Ayşe'yi isteyelim sana...
"Her ümidini kaybetmiş olabilirsin... Bütün dünya seni terk etmiş, sana düşman kesilmiş olabilir. O şartlar içinde dahi vazifen ümitsizliğe düşmemektir. Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki kandadır." Güzel söz, insan denecek bir insanın sözü...
İdarelerin prensibi de bu değil midir? Bir kasabanın görülür bir yerinde on iki yataklı bir çocuk hastanesi... Görüyor musunuz nasıl kurtardık vatan çocuklarını? Artık çoraplarını çıkarıp rahat bir uyku çekmekten başka yapılacak ne kalır?