Yıldızlardan ara sıra gök taşları dökülüyor ya dünyamıza. Bu dağ üzerine bildiklerimiz de o döküntüler üzerine bildiklerimizden farklı değil. Bozova mahkemesine dökülenler gibi... Bu gece dökülen çocuklar gibi...
Telgraf tellerine takılan uçurtmalar gibi bu hayal de, hastalık buhranları arasında,rastgele zihnimin bir köşesine takıldı ve bir daha kendini kurtaramadı; çürüyüp parçalanıncaya kadar rüzgârın içinde, çırpınıp durdu.