Kırmızı cübbeli adam sunağın önüne ulaştığında dizlerinin üzerine çöktü. Onu takip eden diğerleri de aynı hareketi tekrarladilar.
Bu esrarengiz ritüeli yönettiği anlaşılan kırmızı cüppeli mırıldanmaya başladığında diğerleri de hemen arkasından onun söylediklerini yuksek sesle tekrarladılar
"Satanas - venire! Satanas -venire! Ave, Satanas, ave Satanas . Tui sunt caeli , Tua est terra, Ave Satamaz ( Şeytan geliyor , Selam Şeytan, Cennetin tapınakları senindir...)"
Lemi kendilerine doğru gelen düşmanın sayısal çokluğunu şöyle bir süzdü. Bunca ölüm, bunca kan, acaba bunun bir sonu var mıydı? Düşündükleri yüzünün buruşmasına sebebiyet verdi. Gırtlağını temizleyip yere tükürdü. Kalkanını göğüs hizasına kaldırdı ve kılıcıyla ritmik bir biçimde kalkanına vurmaya başladı. Her nefesi bir vuruştu... Ve her vuruşu bir nefesti... Çıkardığı ses düşmanın ayak seslerine karışırken Lemi gözlerini kapattı ve zihnini tüm düşüncelerden arındırdı. Zira cenk esnasında iki şey insanın canına mal olurdu. Biri merhamet, bir diğeri ise fazladan düşünmekti.