Duygular Sosyolojisine Doğru

Kanaatlerden İmajlara

Ulus Baker

Kanaatlerden İmajlara Gönderileri

Kanaatlerden İmajlara kitaplarını, Kanaatlerden İmajlara sözleri ve alıntılarını, Kanaatlerden İmajlara yazarlarını, Kanaatlerden İmajlara yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Duygular sosyolojisi hislerin ve sezginin sosyolojisidir. Bu sosyoloji pratiği hiçbir suretle “bilimsel bilgi” kılavuzluğunda oluşmayıp sadece enformasyon ve kanaate dayanmaktadır. Hisler, basın ve televizyon tarafından yönlendirilebilir ama sezgi hiçbir zaman yönlendirilemez: O insanın kendini kamunun kanaatinden olduğu gibi, aynı zamanda artık “toplumsal tiplere” değil, tersine “imaj tasarımı” alanına ait bulunan imajların temsil edilişinden de kurtarabilme yoludur.
DÜŞÜNDÜREN DÜŞÜNME VE DUYGULAR SOSYOLOJİSİ
günümüz toplumu kanaatler toplumudur, kanaatler toplumu dediğimiz şey; Deleuze’ün denetim toplumu ya da Foucault’nun disiplin toplumu dediği şeyle aynı anlama gelir. Çünkü kanaatler düzeyinde özgür olsanız bile denetim altında olmaktan kurtulamazsınız. Ayrıca kanaatler, yürürlükte olan sorulara verilen yanıtların filtrelenerek toplulaştırılmasına hizmet ettiği, bunların da hep birlikte malumat setlerine dönüştürüldüğü bir alana işaret eder. Yani kanaatler cevabı belli soruların toplumsalın sınırları içerisinde, denetimli ve disiplinli bir şekilde sorulup sınırlı cevapların alınmasına neden olur, yüzeyseldir ve düşünmeye sevk etmez.
Reklam
Gerçekten de, insanlar bildiklerindense bilmeyip anlamadıkları şeylere inanırlar.
''Spinoza'da düşünmek 'fikirlere sahip olmaktan' başka bir şey değildir. Descartes, 'Düşünüyorum', 'Ben düşünen bir şeyim' diye haykırdığı halde, Spinoza düşünme eylemini kanıtlamaya kalkışmaksızın, insanın düşündüğünü nötr bir dille belirtir. Düşünmek, fikirlere sahip olmak, insan bedeninin dışındaki şeylerle karşılaşmalarında etkilenmesinden başka bir şey değildir. Düşünce sadece bir etkileniş, ve aynı zamanda tanımlanması tözünün birliğini ortadan kaldıracak olan genel bir nosyon niteliği de taşıyan bir kip olduğu için; 'Ben düşünen bir şeyim.' demenin bir alemi yoktur: içimizden geçen her duyguyu, her bir duygu dünyadaki tekilliklere ithaf edilmiş veya hasredilmiş olduğu için, düşünme diye adlandırırız. Genel olarak düşünme diye bir şey yoktur, tersine düşünce, tamamen, zihni oluşturan bir insan eylemidir.'' Ulus Baker Kanaatlerden İmajlara - Duygular Sosyolojisine Doğru, Ulus Baker
Ulus Baker
Ulus Baker
Kanaatlerden İmajlara
Kanaatlerden İmajlara
Hitler'in yaptığı insan deneylerini kastediyor
Auschwitz'den sonra şiir yazmak hala mümkün müdür?
İletişim Yayınları
Türk izleyicisi "hala" eğitimsizdir.
Türkiye sineması, “Yeşilçam” başta olmak üzere, eğitimsiz bir izleyici topluluğunu eğlendirmeyi hedef edinmişti.
İletişim Yayınları
Reklam
Eski filmler neden daha "güzeldir"in cevabı,
“Şimdi tek umudumuz 8 mm’lik video kameralardır. Bundan böyle, normal koşullar altında asla film çekmemiş insanlar film çekmeye başlayacaklardır. Ohio’lu şişman bir kız birdenbire yeni bir Mozart olacak ve babasının kamerası ile muhteşem bir film çekecektir. Ve film dünyasında şimdiye kadarki profesyonellik sonsuza kadar ortadan kalkacaktır.”
İletişim Yayınları
Instagram reels, tiktok kaydırmalarıyla yaşayan güruh,
Web'de neredeyse sadece "otistik" şekilde sörf yapan ve bekleme zamanlarında yalnızca televizyon izleyen yeni bir kuşağa sahibiz.
İletişim Yayınları
Çocuk yetiştirme bile "post-modern" yaşamın her alanını kat ediyor.
İletişim Yayınları
408 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.