Kant’ın Dünyası

Manfred Geier

Quotes

See All
Kant yemekten sonra dolaşmaya çıkmayı se­ver, genellikle "Hollanda ağacı"na gider ya da daha sonra "fel­sefe yürüyüş yolu" olarak ün kazanacak olan nehir kenarında­ ki yolda yürür. lyi düşüncelerin yolundan yürümek gerekir, temiz havada ve serbest bir şekilde
Şimdi dini, salt aklın sınırları içe­risinde felsefi olarak incelerken, dini "salt aklın içerisinden”türetme peşinde değildir. Çünkü Kant, dini öğretilerin, "doğaüstü ilham alan adamlardan" kaynaklandığını ve gerçekten de Tanrı'nın kavranamaz aşkın­lığını dile getirdiğini kesin gerçek olarak kabul etmez ama bu­nu mümkün saymaktadır. Kant sadece, "vahyedildiğine inanı­ lan dinin metninde, lncil'de, salt akıl yoluyla da bilgisine ulaşı­labilecek olanı" belirginleştirmek ve felsefi olarak sı­namak ister. Bu, modernliğin dine eleştirel bakan diskurunu başlatan ve her türlü düşünülebilir köktenciliğe karşı ayırt edi­ci bir devrimci yön değişikliğidir. Kutsal kitap, koşulsuz izle­mek zorunda olunan bir tanrısal dogma değildir; teorik ve pra­tik aklın ölçütlerine göre ölçülebilen bir metindir.
Reklam
Sapere aude! Düşünmeye cesaretin olsun!
"Aydınlanma, insanın kendi suçuyla düştüğü reşit olmama/vesayet konumun­dan çıkışıdır. Reşit olmamak, kendi aklını başkasının yönlendirmesi olmaksızın kullanamama yetisizliğidir. Bunun nede­ni akıl eksikliğinden değil, kendi aklını başkasının yönlendir­mesi olmaksızın kullanmaya kararlılık ve cesaret yokluğu ise; bu reşit olmama durumuna kendi kabahati yüzünden düşülmüş­tür. 'Sapere aude! Kendi aklını kullanmaya cesaretin olsun!', Aydınlanma'nın sloganı işte budur."
Fransız Devrimi
"Üzerimdeki yıldızlı gökyüzü"nden ve "içimdeki ahlaki yasa­ dan" sonra, en sonunda "ruh zengini bir halkın devrimi" üçün­cü ve son defa Kant'ın ruhsal halini hayranlık ve derin saygıy­la doldurmuştur.
“İçimdeki ahlaki yasa”
lnsana nasıl davran­ması gerektiğini söyleyen buyruk kimden gelir? Kant'ın ce­vabı: Kendisinden başka hiç kimseden! Aydınlanmacı'nın öz­gürlük düsturu "kendi aklını kullanmaya cesaretin olsun!", in­sanı kendi yasa koyucusu ilan eder. izleyebileceği "gereklilik" kendi özerk "isteyişinden" kaynaklanmaktadır. İradenin bu kendi yasasını koymasını Kant edepliliğin en üst prensibi ilan etmiştir. lnsanı yularıyla yöneten doğa değildir; onu ahlak ya­salarına uymaya zorlayan devlet değildir; niyeti iyiyse yapması gerekeni ona kural halinde söyleyen tanrısal emirler ya da kut­sal kitaplar değildir.
Kant'ın devrimi aynı za­manda anti-Kopernikçi'dir. insanın uzaydaki konumunun Kopernikçi ademi merkezileştirilmesiyle ilişkili aşağılamanın te­lafisidir. lnsan önemsiz hale gelmiş, merkez noktasından evre­nin herhangi bir köşesine yuvarlanmış gibi görünüyordu. Buna karşılık Kant Saf Aklın Eleşıirisi'nde insanı yeniden merkezi­leştirmiştir. Çünkü alem hakkındaki bilgisini yaratıcı bir şekil­ de üreten, insanın kendisidir. lnsan muazzam bir hükümran­lık kazanmıştır. "Doğa tarafından iplerin ucunda oynatılmaz", tüm görüngüleri kendi yasaları altında toplar. Doğayı, kendi sorularına cevap vermeye zorlar.
Reklam
Kant için "aklın gö­rünüşteki nedenlerinden" çok daha öğretici olan şey, öznel algılama deneyimlerinin kendine has, tersine dönmüş yorumla­nışları olarak yorumladığı "görünüşteki deneyimlerdir"
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.