Kanunî sadece bir savaş kahramanı olmayıp, aynı zamanda ecdadı tarafından oluşturulan kurumları mükemmelleştiren ve tamamlayan önemli teşkilatçı özelliği de taşımaktadır.
"Ağacımı bürüyüpdür karınca
Günahı var mıdır anı kesince"
Şeyhülislâm Ebüssuûd Efendi tarafında verilen fetvada:
"Yarın mahşer yerine varınca
Hakkın alır Süleyman'dan karınca" denilmişti.
Fethedip Tebriz'i geçtik çünki Sultâniye'den
Taze düştü bir heves fethetmeğe Bağdat için
Gayret-i İslâm içindir kıldığım azm-i sefer
Hak bilir kim etmedim ben anı milk ü dâd için
Makbul İbrahim Paşa, Sultanahmed At Meydanı'nda yaptırdığı sarayında divanlar toplayarak padişah gibi davranmaya başladı. Bu konuda Lutfi Paşa, "Bir azamet ile vezir-i azam oldu ki dillerle vasf olunmaz." Demektedir.
Gitmesin nâm-ı şerîfin bu dilimden dembedem
Dertli gönlüme devadır can bulur andan safa
Umaram her bir adın başka şefaat eyleye
Ahmed ü Mahmud Ebu'l-Kâsım Muhammed Mustafa