Kanuni ve Pargalı İbrahim Paşa

Erhan Afyoncu

Kanuni ve Pargalı İbrahim Paşa Posts

You can find Kanuni ve Pargalı İbrahim Paşa books, Kanuni ve Pargalı İbrahim Paşa quotes and quotes, Kanuni ve Pargalı İbrahim Paşa authors, Kanuni ve Pargalı İbrahim Paşa reviews and reviews on 1000Kitap.
İbrahim’in kendisine duyduğu sevgi, Türk Beyi’ne duyduğu sevginin çok üstünde. Bu şekilde de ülkenin idaresinde tek olmak istiyor. Ama bu konuda aslında çok da başarılı değil.
Reklam
İŞTE ECDAT..
Osmanlı döneminde hem devlet hem de millet hayvanlara iyi davranılması konusunda hassasiyet gösterirdi. Bu konuda seyyahların eserlerinde ve Osmanlı belgelerinde birçok bilgi mevcut. Atalarımız, ölen atlar için mezar taşları ve kitabeler yaptırdılar. Kaya resimleri ve kilimlerde hayvan figürleri çoğunluktadır. Edebiyatta, türkülerde de hayvan sevgisi hissedilir derecede vurgulanır. Bu sevgi, Osmanlı döneminde de devam eder. Osmanlı'da hayvanlara bakılması için uşak tutulur, maaş verilir, fırıncılara ve kasaplara, köpekler için aylık para verilirdi. Sokak hayvanlarının beslenmesi için Mancacılık mesleği dahi oluşmuştu.
Sayfa 84 - Yeditepe
206 syf.
8/10 puan verdi
Tarihte hiç kimsenin yükselişi ve alçalışı Pargalı İbrahim Paşa kadar keskin ve dramatik olmamıştır. Mülteci olarak geldiği topraklarda zengin bir hanım anne tarafından sahiplenilişi kaderine hükmedecek olan ilk şansıdır. Hanım anne tarafından iyi bir terbiye ve eğitim ile büyütülmüştür. Kanuni Sultan Süleyman ile karşılaşması ve sahiplenilişi bu
Kanuni ve Pargalı İbrahim Paşa
Kanuni ve Pargalı İbrahim PaşaErhan Afyoncu · Yeditepe Yayınevi · 201245 okunma
Balyoslar, Bizans döneminde Eminönü'nde ikamet ederlerken Osmanlı döneminde 1527'den itibaren Beyoğlu'nda kalmaya başladılar.
Yeditepe Yayınevi
Bernardo Navagero, Kanunî'yi şöyle tasvir etmişti: "...çok adaletli biri olarak nam salmış. Bir konu hakkında tüm bilgilere sahip ise hiç kimseye haksızlık yapmadığı söyleniyor. Verdiği sözü tutuyor ve kanunları ondan önce hükümdarlık yapmış olan herkesten daha iyi biliyor. Sözünü tutma konusuna büyük önem veriyor, çok çaba gösteriyor. Bundan daha büyük bir erdem de yok zaten..."
Reklam
Daniello De Ludovisi'nin Raporu
Deniz kuvvetleri konusunda başarı, vatandaşların para kazanmak için yaptıkları deniz ticareti ve deniz trafiği ile başlar. Kendilerini bu konuda geliştiren kişiler, denizde savaşma konusunda da deneyim kazanırlar. Mesela İspanya, aniden de olsa çok sayıda, denizde savaşacak, gemileri idare edecek adamı hazır edebiliyor. Bu, deniz ticaretinin gelişmiş olduğu başka yerlerde de böyledir. Tıpkı siz ekselanslarının topraklarında olduğu gibi. Ancak Türkler deniz tüccarları değiller ve bu yüzden şimdiye kadar denizde çok fazla risk almamışlardır. Deniz mücadelelerinde her ne kadar Anadolu'dan ya da Türk Beyi'nin diğer topraklarından çıkan korsan gemileri de bu mücadeleye katılsalar, denizcilik konusunda bilgili kişiler olsalar da bu yeterli olmamaktadır. Çünkü bu korsanlar ve adamları, disiplinsiz kişilerdir. Çalmayı ve yağmalamayı iyi bilirler, ama donanma ile savaşmaları konusunda kimse onlara güvenmez. Dolayısıyla Türk ordusunun ustalığı daha çok karadadır. Denizde değildir. Her zaman deniz ordusuna daha az önem verilmiş olduğundan, denizde marifetlerini sergilemek isteyen adamların sayısı da oldukça az olmuştur.
Sayfa 102 - Yeditepe Yayınevi
Daniello De Ludovisi'nin Raporu
Türk Beyi'nin, sahip olduğu geniş topraklarda kolaylıkla gemi inşa etmek için elinde her fırsat var, çünkü Karadeniz kıyılarında ve başka yerlerde çok güzel ormanlar var. Ülkede katran ve demir de çok miktarda çıkarılıyor. Kenevir aslında çok kaliteli olmasa da para ile istedikleri kalitede olanı bulabiliyorlar. Ülke toprakları çok geniş olduğundan kadırgalarda kürek çekecek yeterli sayıda adamı kolaylıkla toplayabiliyorlar.
Sayfa 101 - Yeditepe Yayınevi
Türk Sultanı'nın askerlerinin lehine olan durum, maaşlı askerler olmaları. Yani yabancı topraklardan bir süreliğine getirilip hizmetleri karşılığında para verilen adamlar değiller. Bazı hükümdarların İsviçreli ya da başka ülke askerlerine yaptıkları gibi, ya da diğer hükümdarlardan asker istedikleri gibi değil yani. Çünkü bu insanlar rahatsızlık verebilir, sadakatsizlik yapabilir, üstünlük taslayabilir ve böylece de ülke için tehlike olabilirler. Türk Beyi'nin sahip olduğu bütün adamlar kendi adamları.
Sayfa 92 - Yeditepe Yayınevi
Tommaso Contarini'nin raporundan bir kısım
Akıncılar, sultan ihtiyaç duyduğunda ücret almadan savaşa katılan atlılar. Onlar, birçok vergiden muaf tutuluyorlar. Sayıları, Anadolu'da 30 bin. Az sayıda yaya da var. Bunlar da savaşa katılmak zorundalar. Rumeli'den geliyorlar. Sayılarının 10 bin olduğu düşünülüyor. Anadolu'dakilerin sayısı ise 30 bin, ancak hepsi birlikte gitmek zorunda değiller. Bir kısmı savaşa gidiyor, sonra onların yerine başkaları geliyor, diğerleri dönüyor.
Sayfa 34 - Yeditepe Yayınevi
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.