Tüm kitapsever dostlarıma mutlu akşamlar keyifli okumalar dilerim.
Yazarın okuduğum ikinci kitabı ve daha çokça okuyacağım. Yine akıcı anlatım, sade dil... Çokça tebessüm, çokça düşünme. Nasıl güzel bir kitap okuduğumu sizlere hangi cümlelerle anlatacağımı bilemedim..
Yüzyıllar öncesinden günümüze bir Kapalı Çarşı masalı. Allah'ım ya nasıl karakterler var öyle, nasıl bur araya getirilmiş, nasıl bağlantı kurulmuş? Dahası yüzyıllar sonrasında on küsur kuşak sonrasına bağlantı kurularak yeniden nasıl biraraya getirilip bağlanmış?
Nasıl kelimesini çok kullandığımın farkındayım evet. Çünkü okurken de çokça "nasıl?" dedim. "Nasıl olur?" dedim. "Yok artık!" dedim.
Düşünsenize okudukları bir kitaptan etkilenerek İstanbul 'a yurtdışından gelen bir çift Kapalı Çarşı 'nın o masalsı atmosferini iliklerine kadar yaşıyorlar ve okudukları kitabın karakterlerin onlarca kuşak sonrası torunları ile karşılaşıyorlar.
Kitapta okudukça bu nereden çıktı, olamaz dediğim pek çok şeye son sayfalarda cevap buldum.
Ben bu kitabın anlatıcısını başta olmak üzere Pir'i, Nazar Usta 'yı, Osman Usta 'yı, iskele babası Baba İlyas'ı, Civan 'ı, Danyal'ı, mimarbaşını, Hristo'yu, Mirza'yı, Frederico 'yu, Latife 'yi , kaaf ustası babasını bir ara masala karışan Davincili Leonardo 'yu ve İstanbul 'a gelen çifti çok sevdim. Kitabı da severek okudum.
Bir tarihi roman bu kadar eğlenceli olabilır mi, anlatım bu kadar espirili olabilır mi? Ne çok güldüm. Bu kitabı hatırlamak bir tebessüm oluşturacak yüzümde...
Siz dostlarıma da tavsiye ederim