Sırlarını eremediğimiz sonsuz bir evrenin parçasıyız. Öyle bir büyüklüğün parçasıyız ki o büyüklüğü tanımlayan sonsuzluğa kavrayışımız yetmiyor. Sonsuzluğu kavramadan da onun bir parçası olmayı kavramamız mümkün görünmüyor peki sen, gün içinde gezinirken bunu sorun eden birini gördün mü?
Beyaz çarşafları yaz günlerinde kullanırım,çiçekli olanlarını,soğuk,uğultulu kış geceleri için satın almıştım.
Dışarıda biten bahar,evimde hüküm sürsün diye.
Sonuçta kanadın varsa sürüyle uçabilirsin. Bir avcı vurursa seni, kanadın kırıldıysa hayat ağacının sık dalları arasından çıkmaya debelenirken, irtifa kaybede kaybede yere düşerken, diğer kuşlar bu düşen de kim diye döner bakar mı?
Her şeyin bir ömrü vardır, bitiyorsa öyle olması gerektiğindendır, sürüyorsa da öyle. Kendimizi acı dan yerden yere atmamız, sanırım o sorunları bir türlü hazmedememizden.