"Bizim yurdumuz, hem de insanımız, bir bakıma, mürekkep yalamışlarının gerilikleri ve yanlış tepkileriyle, hâlâ ortaçağın çukurları içindedir. Başkalarını yeni amaçlara alıp götüren sağduyu, bilinç ve hoşgörü; bizimkilerin kabuğuna işlemiyor."
Yooo!" dedi Kır Abbas. "Öyle değil! Bebeyi sevindireceksin! Hiç olmazsa evlerinden bir sini getirt, bir bakraç da pekmez. Birer kupa şerbet ver ki, okul açıldığı gün içtik desinler. Sonra tatlı tatlı ansınlar. Bebelik dediğin nedir zaten? Taze buzağı gibi, gelir geçer! Ardından gençlik gelir, o da geçer! Geçer namussuz!
“Bizim yurdumuz, hem de insanımız, bir bakıma, mürekkep yalamışların geriliği ve yanlış tepkileriyle, hala Ortaçağ’ın çukurları içindedir. Başkalarını yeni amaçlara alıp götüren sağduyu, bilinç ve hoşgörü, bizimkilerin kabuğuna neden işlemiyor?”
Eskiden kölelere yayık yaydiran barbar dağ Avrupalıları, saga sola bakıp ayranı dökmesinler diye onları kor edermiş. Şimdi kendi çocuklarına yabancı dilli kolej, yüksek okul, hatta Avrupa da, amerika da okuma olanağı bulan yöneticiler, köydeki bebelerin ilkokul dan sonra gideceği okulları hesap dışı tutuyor. İlkokul uyutuyor, orta okul uyandırmiyor. Ne ayırdı var bu insanların kölelerden?
“Devlet bize ne yapıyor?”
“Ne yapsın daha? Altı ay sonra yeni bir vergi çıkartır. Öteberiye zam yapar. Daha nasıl düşünsün devlet sizi? Dünyayı kalbura koyup eleseniz böyle devlet, hökümet bulabilir misiniz?”
Köylünün ya huyunu ya oyunu beğenmeyen yönetim, yeni yeşermeye başlayan yaşama isteğini besleyeceği yerde, aracı, ilacı olmayan bu köylere sivri minareler dikmiş. Dine önem veriyor. Egemenler böyle istiyor. Din ile avutup sömürüsünü rahat sürdürecek.
"Irauf hoca derdi ki,her köye bir eğitmen,öğretmen yollayabildik mi,Türk'ün düşmanları fesatlığından çatlayacak!Hem de sadece A'yı,B'yi değil,işi gücü,hak sormayı,hak almayı belletecek eğitmenler!O zaman milletin yüzüne kan,dizine can gelecek..."