Bize de geldi sıra, kavuşmak var uykuya
Bir dekorun önünde yaşam denen oyunda ( syf: 94)
Kappa, Japonca sözlüklerdeki tanıma göre nehir kenarında yaşayan, el ayakları perdeli, kafası düz olan hayali bir canlıdır.
Kitap, deliler hastanesindeki bir hastanın başından geçen olayları doktora anlatmasıyla başlamaktadır. Kahramanımız bir gün dağa tırmanır. Gördüğü bir kappa karşısında şaşırır. Ne olduğunu merak edip başlar kappanın ardından koşmaya…Kappayı tam yakalayacağı sırada derin bir çukura düşüp bayılır. Gözlerini açtığında kendini Kappalar ülkesinde bulur. Daha sonra Kappaların diyarında kalır ve oraya ait olmaya başlar.Fakat kahramanımız burada insan dünyasından çok farklı olan geleneklerle karşılaşacaktır.
Bu geleneklerden birisi “İşçi Kıyım Yasası” dır. Buna örnek olarak romanda (sayfa 37) “Bu ülkede işten atılan kappaların hepsi önce kesilir sonra da yemeklik kıyma haline getirilir. Şuradaki gazeteye bir göz at şimdi. Bak, bu ay tam 64 bin 769 kappa işten atılmış. İşte bu yüzden şu sıralarda et çok ucuz" cümlesi anlatmaktadır.
Kappalar eserde bencil anlatılmış. Kendilerinden vazgeçmiş bir ruhaniyetleri bulunmaktadır.
Kitap toplumların siyasi,toplumsal ve psikolojik sorunları üzerinde durmuştur.Okurken çok zevk aldım.Japon edebiyatına ilgi duyan arkadaşlara şiddetle tavsiye ederim…