Beril Hanım'ın Anadolu Korku Öyküleri'nde okuduğum "Gelin Otu" hikâyesi kadar beni ürperten, onca yılın ardından bugün bile gerilerek hatırladığım pek az öykü vardır. Elime ne alsam o tadı arıyorum ama her öykünün kendi öyküsü var elbette. Öyle güzel hikâyeler yaratmış ki Beril Hanım, daha ilk satırında içine girip sürekli "şimdi ne olsa daha çok korkarım/gerilirim?" diye düşünürken buldum kendimi. Bir yandan kitabı okurken diğer yanda zihnim simultane alternatif akışlar ve sonlar yarattı. Keşke bütün hikayelerin sebeplerini, geçmişlerini hatta geleceklerini de öğrenebilseydik, ki bu her öykünün bir roman olmasını dilemektir aslında. Özetle, kitapta çok güzel öyküler var ama benim yıllar sonra da hatırlayacağım öykü sanırım "Şeffaf" olacak. Seneye bu yoruma tekrar bakar, aklımda hangi öykü kalmışsa not olarak eklerim. Ürpertici öyküler arayan okurlara tavsiye ederim. =)
Not: Korku/gerilim türünde kitaplar okurken "Nox Arkana" dinliyorum, keyif katıyor. Onu da tavsiye ederim. =)