İnsanlara göre normal yaşamaya başlayıncaya kadar ve bu zamana kadar belki de deli olmasına rağmen huzurlu, neşeli, çalışkan, mutlu bir adamın dahilikle delilik arasındaki kısa çizgisinin anlatıldığı, bana göre ise yetenekli bir dahinin insanlığa verdiği rahatsızlığın anlatıldığı bir eser.
İronik bir şekilde tedavi edildikten sonra aramıza dönen biri, artık bizim gibi hastalandığı “sıradanlık hastalığına” yakalandığını görmekteyiz. Artık halüsinasyon görmeden, bizim gibi artık keşişle konuşmadan yaşamak zorunda. Oyda ki O’nunla konuşurken egosunu değil, tam anlamıyla ruhunun tümünü dinlendirmekte, gururlandırmakta, kendisini daha normal hissetmekte.
İşte eser de normal olanlara göre!! normal olmayanın hayatındaki bir kusurunu düzeltmenin, sıradan bir insan!! olarak yaşamaya döndürmenin sonucunda yaşananların anlatımıdır. Onlara göre deliliğin tedavisidir.
Oysa ki; hayatımızı, çevremizi saran bu riyakarlık, ikiyüzlülüğün, sahtekarlığın içinde delilikten daha sahici başka bir şey olabilir mi?
Aslında deli denen kimseler kim? Bu çürümüş toplum da uyum içinde yaşayanlar mı normal? Ya da onlar mı gerçek deli? Biz miyiz deli olan?