İçim kan ağlarken,bir kırıntı tebessüm edebiliyordum etrafıma.Saklayacak,korkacak bir şeyin yoksa daha dik başlı,daha bencil oluyordun.Fakat bir sırra sahipsen onu örtbas etmek için ikiyüzlü,usta bir yalancı olmayı öğreniyordun.
Beyazın esaretinde,cennet ve cehennem bir aradaydı.Göz alabildiğine beyazlık,tasasız,mutlu,heveslerine kavuşmuş bir gelin gibi görünüyordu.Sonra duvağını kaldırınca altından,yokluk,umutsuzluk,çözümsüzlük çıkıyordu.Zor bir düğündü bu.
Adam gece üvey kızına aşık oldugunu itiraf etmiş,sabahındaysa hiçbir şey olmamış gibi alışkanlıklarını sürdürüyordu.Kahvaltı öncesi kahvesini bekliyordu.