Jérôme Angust, havaalanında uçağın rötarlı kalkacağını öğrendiğinde, bunun başına neler açacağından habersizdir. Uçak bekleyen biri olarak, kitabını açıp okumaya başlar. Yanına yaklaşıp zorla onunla sohbet etmeye başlayan münasebetsiz adamı da ilk başta ciddiye almaz zaten. Ne var ki, işin rengi kısa süre sonra değişir. Adının Textor Texel olduğunu söyleyen tuhaf yabancı, Jérôme Angust’u canından bezdirecek kadar çenesi kuvvetli ve sinir bozucu biridir: Hiç istemediği halde zorla ona kendini dinletir, ardından yaşam öyküsünü anlatmaya başlar: küçüklüğünde kedi maması yediği günler, tecavüzler, cinayetler, yığınla saplantı... Jérôme Angust, giderek bu hastalıklı insanın kendi hayatında önemli bir yer tuttuğunu anlar. Üstelik, Textor Texel’in burada bulunuşu da bir rastlantı değildir... Jérôme Angust’u, adım adım çileden çıkaracak kadar büyük bir işkencedir bu sohbet. Eğlenceli ve zekice kurguları olan bir yazar Amélie Nothomb. Kara Sohbet’te de gerilimi giderek artırıyor, olayları muzipçe öykülüyor ve her kitabında olduğu gibi, beklenmedik bir sona ulaşıyor. Kara Sohbet, insandaki kötü tarafın başrolde olduğu, adım adım deliliğe yürüyen, müthiş bir kara mizah diyalogu.
