Oates, bu romanında eril iktidarı, ikiyüzlü politik sistemi temsil eden kara su imgesini başarıyla kullanmış; insan hayatlarını onun çevresine odaklamıştır. Daha en başta romanın sonunu biliyor olmamıza; Kelly’nin boğularak öleceğini baştan öğrenmemize rağmen, ilginç kurgusal yapı, anlatıcının üslubu, yer yer Kelly’ye dönüşüyor görünmesi gibi etmenler ve kuşkusuz Nihal Yeğinobalı’nın akıcı, duru, pürüzsüz çevirisi romanı ilgiyle okumamızı sağlıyor.
Böyle tekrarlarla dolu bir girdap metnin uzun sayfalar boyunca sürmesi yapısal nedenlerle oldukça zor göründüğü için Kara Su kısa bir romandır; “novella” olarak nitelendirilebilecek bir eserdir.
Kara Su’yu okurken 2020’de kaybettiğimiz çevirmen Nihal Yeğinobalı’yı sevgi ile andım; onun sayesinde Joyce Carol Oates’in karanlık, psikolojik derinlikli eserlerinden birini daha tanımış oldum. Okurlara yepyeni dünyalar armağan eden çevirmenlerimizi içtenlikle selamlıyor; Nihal Yeğinobalı’nın ışıklarda uyumasını diliyorum.
Kara SuJoyce Carol Oates · Can Yayınları · 200215 okunma
Ve kum tepesindeki yürüyüşleri sırasında Kelly'nin saçlarını uçuran rüzgar, yukarılarda bembeyaz yanıp sönen martı kanatları, dalgaların sahile çarpıp çarpıp çekilişinin ritmi kasıklardaki bir damarın atışı gibi, nasıl da kendine güveniyordu Kelly'nin çıplak omuzlarını kavrayan parmaklar ve Kelly'nin cevabı nasıl da utangaç, ama istekliydi: Gerçek değil bu olanlar, diye içinden geçirmişti, bir yandan da, önüne geçilemez birşeyler olacak, diye dü§ünürken.
ışıklı şişenin içindeki kokunun adı OPlUM'dur, OPlUM, parfüm'ün adı OPlUM, çılgına çevirecek erkeğinizi, ikinizi de bağımlı kılacak, şu mağazalarda satışa sunulmuştur.
rahat, gözleri kadının yüzünde, kendi esmerimsi, yakışıklı yüzü biraz silik duruyor, gözleri erkeğe çevrilmiş yatan kadının ise davet edercesine gülümsemesi gereksiz, çünkü kendisi bir davetiyedir
işte bir yatağın üzerinde reha vetle uzanmış yatan güzel kadın, o uzun, dalga dalga kızıl saçlar yastıklara sere serpe yayılmış, pürüzsüz ten ağiatacak kadar güzel,