Günümüz Türkçesiyle

Karabibik

Nabizade Nazım

About Karabibik

Karabibik subject, statistics, prices and more here.

About

Karabibik, Nâbızâde Nâzım’ın 1890 yılında Servet-i Fünûn dergisinde bölümler halinde yayımlanan 1896 yılında da bir roman haline getirilip basılan Türk Edebiyatı’nın ilk köy ve köylü konusunu ele alan romanıdır. Nâbızâde Nâzım, Karabibik'i yazabilmek için önce Antalya'nın köylerini gezip görmüş ve araştırmalar yapmıştır. Romanda köylülerin konuşmasını yöresel ağız özellikleri olduğu gibi aktarmaktadır. Eserde köylülerin konuşmasını, yöresel ağız özellikleriyle olduğu gibi aktarmaya özen göstermiştir. Köylülerin dünyasına inmeyi başaran yazar romanında; arazi, tarla, öküz, hayvan gibi ögeleri öne çıkarmış ve köy geleneklerine de geniş yer ayırmıştır. Zengin Yosturoğlu, fakir köylüsü Karabibik, faizle borç veren Rum bakkal Yanni, Karabibik’in kızı Huri ve Yosturoğlu’nun yeğeni Hüseyin gibi tiplemelerin doğallığı ve olayın akışındaki gerçeklik; eserin, natüralizmin ve realizmin ilkelerine bağlı kalınarak yazıldığını bize hissettirir. Yazar bu kişilerle köy yaşamını ve kişiler arasındaki ilişkileri doğal bir şekilde yansıtmıştır. Bu kişilerin hepsi romanın yazıldığı dönemde bir Anadolu köyünde karşılaşılabilecek kişilerdir.
Türler:
Estimated Reading Time: 1 hrs. 22 min.Page Number: 48Publication Date: 2019First Publication Date: 1890Publisher: Salon Yayınları
ISBN: 9786057879288Country: TürkiyeLanguage: Türkçe
Reklam

Book Statistics

Reader Profile of the Book

Kadın% 76.8
Erkek% 23.2
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

About the Author

Nabizade Nazım
Nabizade NazımYazar · 12 books
Nabizâde Nâzım (d. 1862 (?) - ö. 6 Ağustos 1893) Tanzimat dönemi Osmanlı-Türk yazarıdır. Şiir, anı, hikaye, roman türlerinde ve bilimsel konularda eserler veren Nabizade Nazım, ilk Türkçe gerçekçi köy romanı olarak kabul edilen Karabibik'in ve Türk edebiyatındaki ilk psikolojik roman denemesi olan Zehra'nın yazarıdır. Nabizâde Nâzım 1862 yılında İstanbul'da, Nişantaşı'nda dünyaya geldi. Tam adı Ahmet Nazım idi. Babası Nabi Efendi'yi ve annesini genç yaşta kaybetti. Ninesi tarafından büyütüldü. 'Yadigarlarım' adlı yapıtında anlattığı anılarından öğrenildiğine göre mutsuz bir çocukluk geçirdi. İlköğrenimini Tophane Mahalle Mektebi'nde tamamladıktan sonra önce Fevziye Rüştiyesi'nde sonra Beşiktaş Askeri Rüştiyesi'nde öğrenim gördü. Okulun İdadi (lise) bölümünü de bitirdikten sonra yüksek öğrenimini Mühendishane-i Berri-i Hümayun (Kara Askeri Mühendis Okulu)'da yaptı. 1884'te topçu mülazım-ı sanisi (topçu üsteğmen) olarak mezun oldu. Öğrenimine Mekteb-i Harbiye-i Şahane (Genel Kurmay Okulu)'da devam etti. İlk yazısını henüz öğrenci olduğu 1880 yılında Vakit Gazetesi’nde A.Nazım imzasıyla yayımlandı. Bu yazı, “Esaret” başlıklı bir denemedir. Öğrencilik ve askerlik yaşamının devam ettiği 1880-1890 yıllarını aynı zamanda çok verimli bir yazım adamı olarak geçirdi. Çok başarılı bir öğrenci olan Nabizade Nazım, 1886'da Erkan-ı Harbiye (genelkurmay) yüzbaşısı olarak mezun olduktan sonra kendi okulunda askeri öğretmenlik yaptı; yüksek cebir, istihkam ve topoğrafya dersleri verdi. Keşif ve araştırma yapmak üzere iki yıl Suriye'de görev yaptı. 1890'da İstanbul'a döndü. O yıl, ilk Türkçe gerçekçi köy romanı olan Karabibik adlı eserini yayımladı. 1891'de çıkmaya başlayan ve o günlerde bir bilim dergisi niteliği taşıyan Servet-i Fünun Dergisinin ilk yazarlarından birisi oldu. İstanbul'a dönüşünden bir süre sonra sevdiği kızla evlendi ancak mutlu bir evlilik yaşamı olmadı. Evlendikten kısa bir süre sonra kemik veremi hastalığına yakalandı. Haydarpaşa Hastanesi'nde iki yıl kadar tedavi gördü ama iyileşemedi; 6 Ağustos 1893'te öldü ve Üsküdar'da Miskinler Tekkesi yakınındaki mezarlıkta toprağa verildi. Edebî hayatı Nabizade Nazım, daha çok romantizm etkiler taşıyan şiirlerini bilimsel konuları işleyen makalelerini, öykülerini Hazine-i Evrak, Mir'at-i Aem , Rehber-i Fünun, Afak, Berk, Manzara gibi dergilerle Tercüman-ı Hakikat, Servet, Mürüvvet gibi gazetelerde yayımlamıştır. Şiirlerinde ölüm, tabiat, tanrı gibi temleri işledi. Şiirde çok başarılı olduğu söylenemez. Zaten kendisi de bunlara "Heves Ettim" adını vermiştir. 1890 yılında yayımlanan 'Karabibik' adlı uzun hikâye denilebilecek romanı, edebiyatımızda ilk köy romanı olma özelliğini taşır, kendisinin 'hakikiyyun' dediği realist bir eserdir. 'Zehra' (1896) romanı ise bir psikolojik roman denemesidir. Bu romanda Şehzadebaşı tiyatrolarının tulumbacı kahvelerini, kadın kavgalarını gerçekçi bir görüşle aktarmıştır. Eser, bir psikolojik roman kabul edilmez ama Türk edebiyatında psikoloji öğelerinin kullanıldığı ilk roman kabul edilir.