Karakterimiz eşini bir hastalığa kurban veren, babasından kalan tarlanın büyük bir kısmını satan ve kızıyla birlikte toprağını sürerek geçinmeye çalışan Antalyalı köylü Karabibiktir.
Karabibik bir yandan tarlasını başkalarına kaptırmamaya çalışırken bir yandan da kendisine gereken bir çift öküzün peşindedir.
Türk edebiyatında köy hayatının gerçekçi bir şekilde yansıtıldığı ilk eser olan Karabibik, Anadolu insanının portresini de kusursuz bir şekilde resmediyor. Karabibik ise 1890 yılında yayımlandı ve Türk edebiyatının ilk köy romanı olarak kabul ediliyor.
Karabibik, bu tombul vücudun hararetini hissetmeye başlamıştı. Makyaj kokuları içinde tuhaf bir haz uyandırmaktaydı. Gözleri Eftalya'nın gözlerine rastlayınca yüreği hoplamaktaydı. Eftalya, Karabibik üzerindeki bu etkisini görünce onu daha fazla tahrik etmeye başladı. Karabibik keskin lavanta kokularıyla kendinden geçecek dereceye gelmişti. Eftalya'nın sıcak sıcak nefesi yüzüne vurmaktaydı. Damarlarında bir ateş gezinmeye başladı... Boğazında tükürüğü kurumuş, gözlerinin önüne bir sis perdesi gerilmişti.