Karamazov Kardeşler benim için çok farklı bir yolculuktu. Bitirdiğimde elimde kitap bir süre düşündüm. Zira yazar size öyle bir dünya sunmuş ki sizi sadece romana değil, aklına da davet etmiş. Bir kez daha Dostoyevski’nin yazarlığı karşısında şapka çıkardım. Bir masada oturup, ömrünün son eserini yazan yazarı düşündüm. Bir başyapıt yazıyorsunuz. Her karaktere sadece diyaloglar değil, adeta ruh katarcasına kaleminizden akıyor kelimeler. Sayfalarca kitaptaki karakterlerin birbiriyle konuşmalarını, sanki onların aklının içindeymişçesine okuyorsunuz. Kitapta yer alan karakterleri analiz etmeye kalksak, oradan da bir kitap çıkar eminim. Baba Karamazov’un huyları, davranışları, bencillikleri gerçek bir insanmışçasına yanıbaşımızda duruyor okurken.
Çok farklı bir zihnin ürünü Karamazov Kardeşler. Kendinizi hazır hissettiğiniz zaman, mutlaka okumalısınız. İçinde neler yok ki? Edebiyat, felsefe, dinlere saygı (aynı zamanda keskin bir eleştiri), psikoloji kısaca yazar her türde analizler yaparken okuyucuya tam bir okuma keyfi yaşatıyor.
Bu kadar övdükten sonra nedir bu Karamazov Kardeşler’in konusu dersek bencil bir Karamazov baba var. Sadece kendini düşünen bir baba. İki farklı evliliğinden üç erkek çocuğu oluyor. Üç çocuk babadan uzak büyüyor. Bu tema üzerinden de yukarıda belirttiğim tüm konular ele alınarak dünyanın en mükemmel eserlerinden biri yazılıyor.
Mutlaka okumalısınız. Eminim okuyuculuk geçmişinize çok anlamlı bir değer katacaktır.