Yazarımızın Racon serisinin 5. kitabını dayanamayıp okudum; aradaki 2 kitabı da sonra okuyacağım. Siz de benim gibi son kitap için sabredemeyenlerdenseniz, serinin 1. ve 2. kitabını kesinlikle okuyup bunu öyle okuyun derim. Aslında sözü uzatsam da şu an gözyaşlarımı tutamıyorum bu yorumu yazarken. Ah diyorum ah… Yandı yine yürekler…
Mahir’i tanıdık bu kitapta. Çilekeş annesini zalim, adi babasından koruyamamış, koruyamadıkça suçluluk içini yiyip bitirmiş Mahir’i. Hayat karşısına, arkasında dağ gibi duracak Devran’ı çıkardığında; gönlü ilk kez aşk ateşiyle yandığında, en önemlisi bir de annesinden yadigar kalan canının yarısını bulduğunda ilk kez umutlanmıştı Mahir. Geç de olsa gelen mutluluğun kıymetini bilmiş, her gün şükretmişti. Kavuşması yıllar alsa da can yarısına kavuşmuş; babalığı öğreten bir babası olmasa da, o en iyi, en sevgi dolu baba olmuştu. Ama bilmiyordu ki kaderin henüz onunla işi bitmemişti..
Yazacak çok şeyim var da yazamıyorum. Özellikle son bölümleri ağlayarak, içim yanarak okudum. Beni ancak kitabı okuyanlar anlar. Bir ipucu vermemek adına çok uzun yazamıyorum. Devran, Efsun, Mehveş, Hakim, Vural… İlk iki kitaptaki neredeyse herkesin Mahir’in hayatından geçişini, ona umut vermelerini, onu aileden saymalarını, bağırlarına basmalarını okumak çok güzeldi. Mahir, yüzü yaralı ama kalbi tertemiz bir adamdı. Çok ama çok sevdim onu. Dilerim ki kalbimiz daha çok kırılmaz sonraki kitaplarda.
Şiir gibi anlatımı, yüreğe dokunan cümleleri, unutamayacağınız karakterleri olan kitaplar mı seviyorsunuz? ‘Racon’ Serisi tam size göre!