"Her insan elini uzatıp nesneleri kavrama yetisiyle doğar. Nitekim bir bebek, ona doğru uzatılan her parmağı, hangi parmak olursa olsun, güvenle kavrar çünkü çocukta yaşama isteği vardır, yaşamak için de ellerini kirletmesi gerekir."
"Yataktan kalktığında, bakarsın ki sis var, gene de evden çıkarsın, çünkü bir erkeğin, nereye gideceğini bilmese bile, dışarıya çıkıp yürümesi gerekir. Bütün gün yürürsün, sis ancak akşama doğru dağılır, kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde bulursun kendini. Canlı bir şey var mı diye ufka bakarsın ama yoktur. Geldiğin evi görmek için arkana bakarsın omzunun üzerinden. Ama o da orada değildir. Sonuç: Ayakların yorulmuştur, gidebileceğin bir yer de yoktur. İşte böyle bir yerden geldim ben. "
Babamın, sıradan önemsiz bir kişinin yerine geçebileceği sıradan önemsiz bir kişi olmasını engelleyen tek şey benim onu algılama biçimimdi. Babamı sevmesem, benim için önemli bir kişi olmayacaktı; benim için önemli bir kişi olmasa, hiçbir şey umut verici değil demekti.
Her insan elini uzatıp nesneleri kavrama yetisiyle doğar. Nitekim bir bebek, ona doğru uzatılan her parmağı, hangi parmak olursa olsun, güvenle kavrar çünkü çocukta yaşama isteği vardır, yaşamak için de ellerini kirletmesi gerekir.