Bir sahaftan aldığım, alırken de "Acaba beklentilerimi karşılayacak mı?" diye merak ettiğim bir kitaptı. Merakımı fazlasıyla karşıladı diyebilirim. Gündelik yaşamdan izler taşıyan, okuyormuşsunuz gibi değil de sanki birisi size öyküler anlatıyor, siz de dinliyormuşsunuz gibi hissettiren bir eser.
Biraz nostaljik biraz da trajik diyebileceğimiz 13 öyküden oluşuyor. Öykülerdeki karakterler birbiriyle bir şekilde bağlantılı. Bilhassa olay örgüsü de zaman zaman birbirini takip ederek ilerliyor. Bu nedenle başlıklar değiştikçe kafanız karışmıyor.
Olaylar ise genel olarak karakterlerin bir zamanlar hayatlarının üzerine kurulduğu denizden kopuşu, kaçışı ve kaçmak zorunda kalışı ile ilgili. Hikaye sonları ölümle süslenmiş, bu yüzden pek de mutlu sonlar ummamak lazım. Eserin yazıldığı dönemi göz önünde bulundurunca kendinize uzak bir anlatımı olduğunu düşünebilirsiniz fakat bir şans vermenizi öneririm. Zira ben kendime yakın hissettim...