devrin kervanına katılanlar,
devran geçince yalan olurlar,
senin onca boya, onca beye değin,
kalıverişin bunca,
ve bir o kadar kalacak oluşun,
son devre, sûr’a erecek oluşun,
hep bu izi sürülmezlik huyu yüzünden belki.
ard ve sapa yollara ki aradığım sen,
yabanıllığı tarlalanmış içimden it köpek kovduğum,
it köpek oturduğum sonra,
it köpek sıkılıp da, ite köpeğe sövdüğüm,
yanıbaşımda kim varsa sonra,
kırıp döktüğüm.
Ben avımın peşinde koşarken,
Ve büyük mülklerin temsilcilerinden parçalar koparırken, senin ay ışığı altında çoban köpekleriyle boğazlaştığını biliyorum.
İşte bu yüzden, kardeşim olmana şaşmıyorum.
Paralel yaşamlarımızın, bizi mavi bir ormanda göz göze getireceği günü bekliyorum ey kurt.
Çünkü asla şehirlerde yaşayamayacağım.
Ve avlanmaktan, savaşmaktan ve yenmekten caymayacağım.
Ben uzlaşmayacağım ey kurt,
Asil yalnızlığımı kutlayacağım..
bilmezler sizin gidişiniz yiğitçe bir uzaklaşmaydı,
köpekleşmeye ve dünyevileşmeye tahammülsüzce,
buruk bir vedalaşmaydı.
İnsan köpekleşince içinde yitip gider kurt,
ve dünya galip gelir,
gelir çöker boynuna bu dişi olmayan, onuru olmayan, izzetinefsi olmayan tasmalının.