Uli'nin sağır kulaklarına sesimi duyurmak, sımsıkı kapalı gözlerini açmak için gösterdiğim anlamsız çabanın bitkinliğiyle şunları söyledim: "Başkalarının da kendilerine göre hikayeleri var. Ama herkes bırakıp gitmiyor."
Kendisi İkinci Dünya Savaşı’na tanıklık eden yazar, Demokratik Alman Cumhuriyeti’nin bölünmesi sürecinden kardeşlerinden birbirinden ayrılma sürecini anlatıyor, anlatıyor da ilişkiler çok soğuk, tam Alman tarzı.
Kendimi budalalık ve bürokrasinin diktiği parmaklıkların ardındaki bir tutsak gibi hissediyorum, artık ne yaptığım işten ne de öğrenciyken yaptığımız şeylerden zevk alıyorum, hayat bütünüyle itici geliyor bana.