Karıncayı Tanırsınız sözleri ve alıntılarını, Karıncayı Tanırsınız kitap alıntılarını, Karıncayı Tanırsınız en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanlar nasıl ayrı ayrı doğup ayrı ayrı ölüyorlarsa, yaşarken de öyle ayrı ayrı yaşıyorlar. Bakma sen bir arada göründüklerine. Yürürken adımlarını birbirine uyduranlar bile gene ayrı ayrı yaşıyorlar. Hele bir an geliyor ki, bütün bağlar kopuyor, tek başına kalakalıyorsun ortalıkta.
- Bir de şu var: Nasıl geçineceğiz? Ben alıştığım hayat koşullarının dışına çıkamam. Benim birtakım olanaklarım olabilirdi ama, bugün için o da suya düştü. Babam, eniştemin halini görünce kızdı. Seninle evlenirsem beni reddedeceğini söyledi. Haydi dinledim, evlendim diyelim. O zaman dışarda çalışmam gerek. Bense çalışamam. Çalışmadan yaşamaya alışmışım bir kere.
- Öğretmen mi? Sadece öğretmen öyle mi?
- Ayrıca yazı da yazıyor efendim. Şiir, roman...
- Yazı mı yazıyor? Kalem, kağıt öyle mi? İşte bu hepsinden kötü. Kalem kağıt girdi mi bir eve, her türlü sıkıntı da ardından gelir. Benim devrimde bir Tevfik Fikret bey vardı; hakkında söylenmedik söz kalmamıştı. Ne dinsizliğini bıraktılar, ne milliyetsizliğini. Pederin devrinde de bir Namık Kemal bey varmış; başını hapisten, sürgünden kurtaramamış; genç yaşta sürgünde ölmüş gitmiş. Reddetmek için yalnız bu yeter...
Baban son sözünü söyledi: "Ya o adamdan vazgeçer, ya da evlatlıktan çıkarırım, mirasımdan da yoksun bırakırım!" dedi.
Son sözler Leyla'ya kurşun gibi saplandı. Alıştığı hayatın dışında kalma tehlikesiyle karşı karşıya gelmişti. Hiç konuşmadan durdu öyle.
Annesi hala anlatıyordu: - "Asalet" desen, asalet yok; "para" desen, para yok. Eee! Ne yapacaksın? Aksaray'daki tahta eve mi gelin gideceksin? İsli mutfaklarda yemek mi pişireceksin?
Çamaşırını kendin mi yıkayacaksın? Elbiseliğini Mahmutpaşa' dan mı alacaksın?
Hak mı?... Hak dediğin sizin gibi
sefiller arasında olur... Ben sizin efendinizim, daima
haklı olmam için bu yeter bir sebeptir.
BEAUMARCHAIS, Sevilla Berberi, p. Il, s. VII s.
Bir bekleme duygusu içinde uyuşup kalmıştı. Beklemek, beklemek. Her an, olağanüstü bir şey olmasını, üstündeki bu kozayı delip yeniden canlanmasını sağlayacak bir hareket, bir haber, bir kuvvet gelmesini...
Bu böyledir kızım. Kendi denginizle evlendiğiniz zaman gerçek sevginin ne olduğunu anlarsınız. Başka tabakadan kimselere karşı duyduğumuz ilgiye sevgi diyemeyiz. Bir kediye, bir köpeğe, bir ata karşı duyduğumuz ilgi gibidir o. Başka cins varlıklardan hoşlanabiliriz ama, evlenemeyiz onlarla. Kendinizi toparlayın. Ayrı ayrı varlıkları birbirine karıştırmayın.