Kartal mı Güneş mi?

Octavio Paz

Quotes

See All
HAVADAKİ ŞATO
Alışılmadık varlıklar çıkar karşıma kimi akşamlar. Sürtünmem yeterlidir onlara, deri, gözler, içgüdüler değiştirmek için. Patikalarında dolanırım sonra, az gidilmiş. Sağımda, etki edilmez madde yığınları; solumda, gırtlak dizileri. Dağa çıkıyorum, bizi çocukluktan beri korkutan ve büyüleyen ve birgün veya diğerinde yüzleşmekten başka çaremizin kalmadığı o sabit düşünceye tırmanır gibi. Bir yalnız şimşekten yapılmıştır kayanın taçlandırdığı şato. Bir balta gibi narin ve sade, dikili ve alevli, ilerler vadide, apaçık bir çatlatmak niyetiyle. Bir yalnız parçadan şato, reddedilemez lavdan önerme! Şarkı söylüyorlar mı içer’de? Seviyorlar mı, yoksa gırtlaklıyorlar mı? Gürültü yığıyor alnıma rüzgar ve tahtını kuruyor kulaklarımda gökgürültüsü. Kesiyorum çatlaklar arasında büyüyen çiçekçiği, dönmeden önce evime, ışınla yanan kara çiçekçiği.
Acele
Uyuşukluğuma, şişmiş gözlerime, karnıma, mağaradan henüz çıktığım havasına karşın, durmadım asla. Acelem var. Her zaman acelem vardı. Vızıldar gece gündüz, kafatasımda, arı. Zıplarım sabahtan akşama, uykudan uyanışa, kargaşadan yalnızlığa, şafaktan alacakaranlığa. İşe yaramaz, her bir mevsimin, zengin masasını sunması bana; işe yaramaz, şafak
Reklam
CÜRETKAR NOTA
Kar ve kanatlar ülkesinde ilerleyen cesur nota, yıldızların çakılarını bilediği uçurumlar ve tepeler arasında, yalnız kadife kuyruğun eşlik ettiği, nere gidersin? Kara kuş, zıplatır taşları gagan. Eğreti sınırlara çevirir hayalleri, kederli imparatorluğun, demirle günebakan, taşla kuş, ateşle liken arasındaki. Yanan yanıtlar sökersin yüksekten. İkiye ayrılır cam boyunlu ışık ve toplanır kara zırhın, dokunulmamış soğuklukla. Saydamlıklar arasındasın artık ve dalgalanıyor bir anda binlerce yerde beyaz sorgucun, kendi beyazlığında boğulan kuğu. Tepeye yerleşiyorsun ve çiviliyorsun şimşeğini. Öpüyorsun sonra, eğilerek, donmuş dudaklarını yanardağ ağzının. Vaktidir çatlamanın gökte uzun bir yara izinden başka iz bırakmayacak patlamada. Geçiyorsun müziğin geçitlerinden ve gözden kayboluyorsun bakırlar eşliği arasında.
MELEK BAŞI
Girdiğimiz anda, soluğumun tıkandığını hissettim sıcaktan ve ölülerle birlikte olmak gibiydi ve düşünüyorum ki o odalardan birinde tek başıma olsaydım korkardım çünkü tüm resimlerin bana bakıp durduklarını gözönüne getiriyordum ve büyük bir utanç veriyordu bana ve tüm ölü insanların yaşamakta olduğu bir mezalığa gitmişşiniz gibi ya da yaşamanız
DALGALI HAYATIM
Ayrılırken o denizden, bir dalga ilerledi hepsinin arasından. Narin ve hafifti. Yüzen elbisesini tutan diğerlerinin haykırışlarına rağmen, kolumu yakaladı ve benimle beraber sıçramaktaydı. O’na hiç bir şey söylemek istemedim, çünkü O’nu arkadaşları arasında utandırmak, bana acı veriyordu. Koca dalgaların hiddetli bakışı, kıpırtısız bırakıyordu
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.