Seksenli yılların başı, sağ-sol çatışmalarının gölgesi altında çalkalanan bir şehir, şehrin karmaşasından uzak, sakin bir kasaba ve içerisinde bir genç; toplum tarafından sınırları çizilen güzellik algısının dışına itilmiş, çirkin, zavallı, sindirilmiş ve sinmiş kabuğuna… Peki ya kırabilecek mi bu kabuğu? Bu zavallı görüntünün altında yatan olağanüstü zekâyı kullanıp alabilecek mi intikamını?
İlk ağızdan dinleyeceğiniz bu hikâyedeki yerinizi siz tayin edeceksiniz. Ya dost meclisinde hissedeceksiniz kendinizi ya da tanık kürsüsünde. Kimileri sevecek onu, kimileri ise nefret edecek; belki de tam olarak savaştığı o algının bir parçası oldukları için…
‘‘Ve unutma ki en zeki olanlar, çoğu zaman aptal taklidi yaparlar…