Kastamonu (Âkif'in Şehirleri)

Tahsin Yıldırım

By Number of Pages Kastamonu (Âkif'in Şehirleri) Quotes

You can find By Number Of Pages Kastamonu (Âkif'in Şehirleri) quotes, by number of pages Kastamonu (Âkif'in Şehirleri) book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Mehmet Âkif, vatanı söz konusu olduğunda kendisinden beklenen faaliyetleri hep yapmıştır. Birinci Cihan Harbi yıllarında Avrupa, Anadolu ve Arap diyarlarında farklı şehirlere gitmiştir. Millî Mücadele başlayınca Burdur milletvekili olarak hizmet etmiştir. Burdur milletvekili olarak Kastamonu'ya gitmesi, oradaki halkı milli mücadele lehine aydınlatması istenince yollara düşen Âkif, yaşanan çalkantılı dönemde kendisinden beklenenleri hakkıyla yapmış, insanımızı aydınlatmış, halkı milli birlik ve beraberliğe çağırmıştır. Bu çalışmada Akif'in hayatında önemli bir yer tutan Kastamonu'daki çalışmaları ele alınacaktır.
Sayfa 13
Mehmet Âkif Nasrullah Camisi'nde
"İslam camiyi bir ibadet yeri olarak görmenin yanında birleştirici, bütünleştirici ve toplumsal dayanışmayı sağlayıcı sembol bir mekân olarak görür."
Sayfa 39 - Pendik BelediyesiKitabı okudu
Reklam
Mehmet Âkif'in 19 Kasım 1920 Cuma günü Nasrullah Camisi'nde vaaz vereceğini duyan halk, sadece caminin içini değil sokakları bile doldurmuştur. Âkif'in verdiği vaaz on bir sayfa olarak Sebilürreşat ın Kastamonu'da basılan o ayki sayısında yayımlanmıştır. Basılan bu sayı Anadolu'nun bütün illeri ile sancak ve kazalarındaki valilere, mutasarrıflara, kaymakamlara ve müftülere gönderilmiştir. Anadolu coğrafyasında okuyucularda büyük bir heyecan uyandıran bu vaaza her yerden olumlu eleştiriler gelmiştir. Mecmuada neşredilen vaaz Diyarbakır'da kitapçık olarak neşredilmiştir. Kastamonu'ya gelir gelmez Sevr Muahadesi ve Millî Mücadele konusunda halka aydınlatma ihtiyacını hissetmiş ve Nasrullah Camisi'nde heyecanlı bir vaaz vermiştir.
Sayfa 40
Milletler topla, tüfekle, zırhlı ile, ordularla, tayyarelerle yıkılmaz. Milletler ancak aralarındaki rabıtalar çözülerek, herkes kendi havasını, kendi menfaatini, kendi menfaatini temin kaygusuna düştüğü zaman yıkılır.
Cemaat heyecandan gözyaşlarını tutamaz hale gelmiştir. Âkif de fevkalâde heyecanlı ve yorulmuş görünüyordu; ellerini kaldırmış ve ünlü manzum duasını okumaya başlamıştır: "Yâ ilahi bize tevfikini gönder! -Amin! Doğru yol hangisidir, millete göster! -Amin! Rûh-i İslâmı şedaid sıkıyor, öldürecek, Zulm-i te'dib ise maksud-i mehibin gerçek, Nâre yansım mı beraber bu kadar mazlumîn Bi-günahsız çoğumuz yakma ilahî! -Amin! Boğuyor âlem-i İslamı bir azgın fitne; Kit'alar kaynayarak gitti o girdâp içine. Mahvolan âileler bir sürü mâsumundur; Kalan âvârelerin hâli de mâlûmundur. Nasıl olmaz ki tezelzül veriyor arşa enîn; Dinsin artık bu hazin velvele yâ Rab! -Amin!"
Sayfa 43
Âkif, Kastamonu'da kalbinin ve zihninin sesini sağduyu ile dinleyen herkesi etkilemiş ve onları Millî Mücadele konusunda bilgilendirmek amacıyla çeşitli konuşmalar yapmıştır. Bu süreçte Kastamonuluları gözlemleyen Âkif'in görüşlerini Hasan Basri Çantay şöyle nakletmiştir: "Kastamonu'nun Nasrullah Camiinde verdiği mevizasından bahsetmiştim. Kastamonulular ilk zamanlarda Âkif'in yüzüne suratına bakmamışlar. Bu münasebetle derdi ki: - Benim ne adam olduğumu en iyi anlayan Kastamonululardır!"
Sayfa 60