Marshall Berman, 24 Kasım 1940'ta New York'ta doğdu ve çocukluğunu o zamanlar Güney Bronx'un Yahudi ağırlıklı bir mahallesi olan Tremont'ta geçirdi. Ebeveynleri Betty ve Murray Berman (ikisi de Yahudi Doğu Avrupalı göçmenlerin çocukları) Betmar Tag and Label Company adlı şirketin sahipleriydiler. Babası, ailenin Bronx'un Kingsbridge mahallesine taşınmasından kısa bir süre sonra, 1955 sonbaharında 48 yaşında kalp krizinden öldü. Berman, Bronx Fen Lisesi'ne devam etti ve Columbia Üniversitesi'ni bitirdi. Ardından Sir Isaiah Berlin'in öğrencisi olduğu Oxford Üniversitesi'nde Edebiyat Fakültesi'nden mezun oldu. Berman, Doktora derecesini 1968'de Harvard Üniversitesi'nde tamamladı. 1968'de ölümüne kadar öğretmenlik yaptığı City College'da çalışmaya başladı. Dissent'in yayın kurulundaydı ve The Nation, The New York Times Book Review ve the Village Voice'a düzenli olarak katkıda bulunuyordu.
Marksizmle Maceram', 20. Yüzyılın bu Marksist filozofuna dair ince ipuçları barındırmakta: Genç Berman'ın babası, New York'ta tekstil sanayisinin farklı kollarında yıllarca didinir durur. Ancak kalbi, henüz 48'ine gelmeden piyasanın vahşiliğine yenik düşer. İntikam almak isteyen oğlu, nereden ve nasıl başlaması gerektiğini bilememektedir. Birkaç yıl sonra Columbia Üniversitesi'nde öğrenciyken Marks'ın 1844 El Yazmaları'nı keşfeder ve tanesi 50 sentten yirmi tane alıp çevresindekilere dağıtır.
Berman'ın "Katı Olan Her Şey Buharlaşıyor" kitabı ise özellikle doksanların başucu kitaplarından biriydi. Berman bu kitapta Marks'ı modernist perspektifle ele almış, moderniteyi ise Marksist eleştirinin çemberi içine çekerek eleştirmişti.
Modern olmak, biraz da sürekli kaygılı, sıkıntılı; özgürlüğü ve gerçekliği arayan açmazdaki birey olmak demektir. Tıpkı grip aşısı olmak gibi işte; vücuda çok az modernite alarak, hastalığa karşı yeni bir zırh geliştiriyoruz. Modernliğe karşı bizi aşılayan düşünürlere de bu açıdan sıcak bakabiliyoruz.
Berman'ın deneyimi, modernizmin biyografisini çıkaracak düzeyde ileri gidebilmeyi göze almış bir çalışmaydı. Modern dünyada kendini evinde hissedebilmeyi öne almışlara dair ince bir tokattı aslında.