Kitap'da Annecini arayan bi kizdan bahsetti. Kitap'da konuşma şekli hoşuma gitti, fazla Macerali veya heyecan yoktu, yoksa güzeldi kitap tavsiye edebilirim.
Bu öykü bir anne hakkında. Gerçek güllerin hiçbir zaman ölmediĝini, solduktan sonra dahi etraflarına koku vermeye devam ettiklerini kanıtlayan bir anne hakkında.
"Neymiş gerçek?"
"Boş ver, seni üzmek istemiyorum."
"Sen mi?! Sen mi üzecekmişsin beni ? Hah hah ha!... Bir çiçek Artemis'i üzecekmiş! Hadi ne olur durma, üz beni."
"Teşekkür ederim, bir espresso yeterli benim için."
"Espresso da var gerçi ama, şöyle bol köpüklü bir Türk kahvesine ne dersin? Dört seçeneĝin var. Sade, orta, az şekerli, şekerli..."
"Neden olmasın, sade lütfen."
Bir gün birşey oldu; güllerin nefes alıp verişlerini duymaya başladım ve bu durum günlerce devam etti. Bazen de onlardan bana hafif bir rüzgar esiyor, saçlarımın arasına dalıp gidiyor ve sanki geçmişin tüm izlerini başımdan dışarı süpürüyordu.
"Bir misafirimize az önce kurabiye servisi yaptıĝım için biliyorum, sadece iki tane çikolatalı kurabiyemiz kalmıştı. Yani bir porsiyon. Her ikinize de birer tanesini servis yapsam, eksiĝi de vanilyalılardan tamamlasam bir sakıncası olur mu sizce?"