Kazazede Maupassant'ın kitabında dört öyküsü bir aradaydı. Bütünde öykülerinin sert akışına berrak betimlemeleri biraz yumuşaklık katıyordu. Kitapta yer alan Kazazede, Gerdanlık, Bir İp Parçası, Dilenci adlı kısa öykülerinin arasında benim için en etkileyici olanı Kazazede'ydi. Çünkü doğalcılığın, bana göre sert uçları, bu öyküsünde yazarın naifliğiyle ilerliyordu. Diğer öykülerinde ise hüznün dokunuşları daha ön planda. Öykü tekniğinin çarpıcı yönü ile karakterlerinin iz bırakıcılığı yazarı okumaya devam etmemi sağlayacak elbette.
Aşk en büyük kazadır. Kitaptaki kazazadeler de iki aşık. Kaza geliyorum demez. Aşk, da beklenmedik anda gelir.
Olay da bir geminin kamarasında geçiyor. Yahu kardeşim, tabi ki bir ortamda uzun süre bir erkek ve bir kadın baş başa kalırsa en sonunda birbirlerine aşık olurlar. Denizdeki ahtapota aşık olacak hâlleri yok ya... Kısa hikayeler biraz hevesi kursakta bırakan türden oluyor. Ama adamın kadına duyduğu aşk çok safiyane. Çok ilahi,nadir bulunur bu zamanda.
KazazedeGuy de Maupassant · Tan Gazetesi · 193927 okunma