Kedi Çobanı!"
"Hmmm yazık, oysa ben Şam Şeytanı'nı çok beğenmiştim."
"Dilersen öyle çağırabilirsin beni, benim için lakaplar pek bir anlam ifade etmez."
"Madem öyle, Şam Şeytanı olarak hitap edeceğim sana."
"Tamam, o halde bundan sonra adım Şam Şeytanı senin için!"
Kediler!"
Dostları aklına geldiğinde yakaladığı iki gram öfke de yitip gitti ellerinden. Dostları aç kalmıştı yokluğunda. Belki şanlıysalar Kıyamet patlatmıştır yem poşetini diye iç geçirdi. Yolunu değiştirip aceleyle kedilerine gitti.
Dinlemeye devam etmedi. Duyabileceği kelimeler kaldırabileceğinden ağır olabilir diye düşündü ürkek kalbi. Zaten aşina olduğu yüzü iyice ezberledi ve yola çıktı.
Kedi Çobanı'nın yanlış olduğunu bildiği halde bir türlü vazgeçmeyi denemediği eğlenceli huyu başkalarının sohbetlerine izinsizce dalmaktı. Ki bu huy başına çok bela açmış, kimi zamanlarda ise çokça insanın hayatını şenlendirmişti.
Basitin ötesinde bir denklemde kahkahalar tüm kötü olanları darmaduman ederdi.