Mu'tezile'ye göre kulun yararına olan şeyi yaratmak Allah üzerine vāciptir. Üç kardeş meselesi, aslah prensibi adı verilen bu prensibe dayanmaktadır. Eş'arî hocası Cübbâî'ye sorar:
- Biri mümin, diğeri kâfir olarak, üçüncüsü de çocukken ölen üç kardeş hakkında ne dersin?
- Mümin yüksek derecelere erişir, kâfir azapta kalır. Çocuk da ne azap görür, ne de sevaba erdirilir.
Çocuk mümin olan kardeşinin mertebesine gitmek isterse ona izin verilir mi?
- Hayır, ona şöyle denilir: "Senin kardeşin bu dereceye taatinin çok olması sebebiyle ulaşmıştır, seninse taatin yoktur."
- Eğer çocuk: "Ya rab! Suç bende değil, eğer sen beni yaşatmış olsaydın, sana itaat ederdim" derse Cenâb-ı Hak ne cevap verir?
- Allah Teâlâ ona şöyle der: "Sen yaşamış olsaydın isyan edecek, bu sebeple azabıma uğrayacaktın. Bunu bildiğim için senin için hayırlı olanı yaptım ve seni yaşatmadım."
- O zaman kafir kardeş: "Ey âlemlerin rabbi! Onun halini bildiğin gibi benim halimi de biliyordun. Niçin onun yararına olanı yaptın da benim hayrıma olanı yapmadın" derse Allah Teâlâ ne cevap verir?
- Vesveseye tutuldun.
Hayır vesveseye tutulmadım. Fakat hocanın söyleyecek sözü kalmadı (bk. Teftāzāni, Şerhu'l-Akäid, s. 54-55; İzmirli, Yeni Ilm-i Kelam, 1, 78- 79).