Kemalistlerin Din Düşmanlığı

Mustafa Sabri Efendi

Kemalistlerin Din Düşmanlığı Posts

You can find Kemalistlerin Din Düşmanlığı books, Kemalistlerin Din Düşmanlığı quotes and quotes, Kemalistlerin Din Düşmanlığı authors, Kemalistlerin Din Düşmanlığı reviews and reviews on 1000Kitap.
Bir adam istemedikçe onu kim dinden çıkarabilir miş ? :)
Sanki hata ederse ne olacak? Dinden mi çıkacak? Yağma yok. Dinden çıkmak öyle eski hocaların anlattığı gibi şimdi kolay değil. Bir adam kendi istemedikçe onu kim dinden çıkarabilirmiş? İşte Cemal Hoca (!)da öyle diyor Evet, kimse çıkaramaz, lakin dine karşı terbiyesini takınmaya mecburiyet hissetmeyerek de zorla Müslüman kalmak ve adeta dinin başına bela olmak isteyeni Allah da çıkarmaz mı acaba? Bana kalırsa dinden çkmak korkusunu ceffe'l-kalem (bir kalemde) ilga eden asrilerin muradını beri taraftaki gafil Müslümanlar iyi anlamıyorlar. Dinden çıkmaktan korkmamanın manası; kolay kolay çıkılmadığından değil, çıkılsa da sanki ne lazım gelir, ne kaybedilmiş olur tarzında bir korkusuzluk ve bir nevi asırlık şecaati (yiğitliği) iktisab etmektir, onun için dini tepe tepe kullanırsın, din beni terk etse bile ben onun yakasını bırakmam dersin, hele o kadar nazlanmasın! Dinin bana ihtiyacı benim ona ihtiyacımdan ziyadedir dersin, din, eski kafalı şaşkın hocalar gibi değildir, milyonlarca Müslümanları elinden çıkarmak ister mi? dersin, el-hasıl ne olsa diyebilirsin. Çünki dinin bugün murakabı (denetleyeni) yoktur. Mahlul (boş) bir arsa gibi herkes onun üzerinde futbol oynamak hakkına maliktir.
Çünkü Allah'ına ve Resulüne iman etmekle itiraz etmek bir kalpde cem olunamaz (birleştirilemez). Allah'a ve Resulüne itimatsızlık, hürmetsizlik hissi hasil olan kalbin imanı ve tasdiki yalandır. Ahkam-ı İlahi'yi (Allah'ın hükümleri) layık olduğu teslim ve tazim ile karşılamayanların Müslümanlıkları hakkındaki ikrar ve iddiaları da yalandır.
Reklam
Peçe
Tahsil-i ilim etmek (okumak) isteyen gelinlik kızların, kadınların tesetüre riayet etmemelerini ihtiyac-ı zamandan addetmesi gibi. Bu hanım kızlar, erkek talebe ile bir mektepte ihtilat etmeseler (karışmasalar), muallimin huzurunda da yüzleri peçeli olarak otursalar ve mekteplerine bu kıyafetle gidip gelseler yüzleri ile beraber tahsil-i ilme karşı akılları da kapanmış mı olacak?
Mustafa hoca sakin.
Geçen gün Türkiye gazetelerinde Diyanet İşleri Riyaseti (Başkanlığı) tarafından tertip edilmiş Türkçe hutbeler meyanında müdafaa-i vatan (vatan savunması) mevzuuna ait bir hutbe gördüm. Bunda "Düşmanlara karşı elinizden gelen her kuvveti hazırlayın!" mealinde bulunan "Ve ei'ddü lehüm mestetatüm min kuvvetin" ayet-i kerimesine istinad edilerek mezkur ayet-i kerimenin muhtevi olduğu nüket (nükteler) ve işaretden uzun uzadıya bahsediliyordu. Fakat hutbeyi tertip eden bu yüksek anlayışlı alçak alimler, ayetteki hitabın Müslümanlara ve hükümet-i İslamiyeye ait olduğunu ve dinsiz, laik Ankara hükümetinin bununla memur ve muhatap olamayacağını niye düşünmemişler? Dinsiz Ankara hükümeti Müslüman dininin Kitabında mensubinine tevcih ettiği (mensuplarına yönelttiği) emirleri kendi üzerine almak hakkına haiz değildir. O, Müslümanlığın düşmanları tarafındadır. Binaenaleyh ayet-i kerime mucibince kuvveti ve silahı o hazırlayacak değil, belki Müslüman kuvveti ve silahı onun kendisine karşı hazırlanacaktır. Şu halde demek ki dinsiz Diyanet İşleri Riyaseti ayetin manasını utanmadan ve Allah'tan korkmadan aksine kalp ediyor (çeviriyor) ve adeta Müslüman dininin harp planını düşmanlarına teslim etmek denaetinde (alçaklığında) bulunuyor.
Gelde anlat şimdi kemalistlere :)
Türk şairi" namıyla yad olunan idmanlı bir dalkavuk Mehmed Emin Yurdakul da Mustafa Kemal'in heykelinin resm-i küşadı (açılış töreni) günü okuduğu manzumesinde şöyle yaltaklanıyor: Uçurum önünde koca dünyayı Avuçla tutarak kurtaran sensin Bu asra sığmayan ruhtan belli ki Sen yıkmak ve yapmak için gelensin Irkımın binlerce yıl beklediği İlk doğan münci (kurtarıcı) peygamber sensin.
Vazıh.(açık) olmasına rağmen cevabı bulunamadı.
Cumhuriyet hükümeti namlarıyla ba-husus (özellikle) böyle millete izafe edilen bir hükümetin açıktan açığa dinsizliğini ve Müslüman hükümeti olmadığını ilan etmesi üzerine de onu hala kendisine hükümet ve metbuu tanıyan ve onun din kanunları yerine kasten ikame ettiği dinsiz kanunlara bi'r-riza (rızasıyla) itaat eden millet, teker teker efrad (fertler) itibariyle değil de toptan irtidat etmiş (dinden çıkmış) olacağı gibi dindar millete dinsiz hükümet-i milliye (milli hükümet) teşkil etmelerini tecviz ve tavsiye eden hariçteki te vilci Müslümanların kendileri bile dahildeki milletle beraber dinden çıkmış olurlar ki, bunu kabul etmemek küfr-i inadı değilse budalalığın hadd-i gayesidir (son derecesidir). Milletin dini var imiş de kendine muzaf olmak (üstün gelmek) üzere neye dinsiz hükümet teşkil etmiş? Hükümet-i milliye, milletin mümessili (temsilcisi) olduğuna nazaran, dindar millet nasıl olur da kendine dinsiz mümessil tayin ederek kendi namına ve kendi üzerinde dinsizce icra-i ahkam olunmasını (hüküm icra edilmesini) kabul eder? Bu açıktan açığa küfre rıza değil midir? Hükümetim benim üzerimde ahkam-ı diniye (dini hükümler) ile hüküm etmesin de başka ahkam ve kavanin (kanunlar) ile hükmetsin, ben üzerimde şeriatın, yani Allah ve Resulü'n hakim olmasını istemem demek ne demektir?
125 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.