"Mekânda tecessüm etmiş bir karşılığı bulunmayan hâfızanın içeriği zamanla efsaneye dönüşür." yargısı, işgalcilerin, ele geçirdikleri milletlerin, öncelikle tarihi eserlerini yok etmelerinin temel nedenidir.
Mekânda tecessüm etmiş mimari/tarihi eserlerin metafizik bir güven ve huzur vermesinin en önemli nedeni, hafızayı geçmişte kalmaktan kurtarmaları, ana taşımaları ve geleceği işaret etmeleridir.
bir milletin yaşı hatıralarının (hâtırât) yaşı kadardır ya da daha yalın bir deyişle hatırladıkları kadardır. Hatıralar, aynı zamanda bir milletin olgu ve olaylar karşısındaki idrâkinin sınırlarını da belirler
hatırlamayla aynı kökten gelen hâtır, Arapça'da aynı zamanda hafıza demektir. İlginçtir ki, Türkçede hem anı (hâtıra) hem de anlamakın ve anlamın kökü anğ da hâfıza ve hatırlamak anlamlarını içerir; unutulmamalıdır ki, ancak hâtıraları olanlar hatırlar yani ancak anıları (anlamları) olanlar anlarlar; anlamlandırırlar.
İnsanlaşmanın en önemli koşulu anlamlandırmaktır; öyleyse anı sahibi olmak yani bir tecrübeye, yaşanmışlığa sahip olmak, anlamlandırmak için zorunludur; anıların, tecrübelerin, yaşanmışlıkların mekânı hâfıza olduğundan, ancak hem bireysel hem de toplumsal hâfızaları (anıları) güçlü olanlar, olup bitene sahîh bir anlam verebilirler.
Son bir tespit olarak şu noktaya da işâret edilmelidir: Hatırlamamız gereken kadar, hatırlamamamız gereken de ya da kısaca unutmayı istemek de bir tür hatırlamadır...
hâfızanın kökü h-f-z'nin korumak anlamına geldiği göz önünde bulundurulursa, hâfızanın esas itibarıyla bir muhafaza etme (koruma) olduğu anlaşılır; korunanın ise bizatihi manânın, maneviyatın (anlam-değer dünyası) kendi olduğu açığa çıkar; ancak bu koruma, sanıldığının aksine, durağan bir eylem değildir.
Çünkü hâfızanın muhtevâsı yine süreklilik içinde, hatırlama ile bilfiîl hâle dönüşür; hatırlama, bireysel düzlemde içe dönük bir teemmül, farkındalık iken toplumsal düzlemde bir paylaşımdır; öyle ki bizâtihi paylaşım, ister belirli bir eğitim (terbiye) ister örgütlü bir öğretim (talîm) üzerinden gerçekleşsin manâyı sürekli yeniden ürettiğinden, hâfızayı güçlendirir ve derinleştirir.