Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir Doğululaşma Serüveni

Kendini Tüketen Hukukun Dramı

Sami Selçuk

Kendini Tüketen Hukukun Dramı Hakkında

Kendini Tüketen Hukukun Dramı konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

Unutmayalım ki, Türkler Atatürk’ün dediği gibi sürekli Batı’ya “yönelmişlerdir.” Bir Balkan imparatorluğu olan Osmanlı Devleti bu yönelimi güçlendirmiş, Balkanları “Anadolu”laştırmış, daha sonra da Balkanlardan Anadolu’ya göçler olmuş, Anadolu “Balkan”laştırılmıştır. Bütün bunlar, yoğun kültürel değişimlere yol açmıştır. 1856’da resmen Avrupa Devleti niteliğini kazanan Osmanlı İmparatorluğu, bu evrede Batı uygarlığını benimsemişse de bu uygarlığın özümsendiği söylenemez. Eziklik karmaşasına kapılmaksızın uygarlaşma ve çağcıllaşma tasarısını yürütmek gerekiyordu. Bu başarılamamıştır. Atatürk bunu gerçekleştirmek için yola çıktı. Bu konuda hukuk önemli bir araçtı. Helen ve Hıristiyanlık kültür geleneğinde gelişen Batı kimliğinin temelinde ve toplumsal yaşamında Rönesans, insancılık, bilimsellik, akılcılık, demokrasi, insan hakları, çok dil, çok din, çok gelenek gibi bir itici güce ve zenginliğe yaslanan çoğulculuk, yaratılan değerlerin adil üleşilmesi olguları varsa, Türk kültürünün de aynı doğrultuda ilerlemesi, uygar toplumu yaratmanın vazgeçilemez koşuludur. İşte hukuk ve uygulaması, bütün bu değerleri çiğneyenleri hizaya getiren biricik kurumdur. Yeter ki, hukukun dayandığı felsefeyi doğru algılayalım ve doğru uygulayalım. Zira hukuk kültürü doğru öğrenilen bilgilerin doğru uygulanmasıdır. Bu konuda birinci soru şudur: Acaba Batı kültürünün ürünü olan Batı hukukunun felsefesini doğru öğrenip özümsedik mi? İkinci soru da “Batı hukukunu doğru uyguluyor muyuz?” sorusudur. Birinci soruya evet diyemiyorsak ikincisini sormaya elbette gerek yoktur. Vaktiyle “Auschwitz’ten sonra şiir yazmak barbarcadır,” demişti Adorno. Acaba ikinci soruyu soramıyorsak yaşanan hukuku ısrarla uygulamak, Türk insanı için nasıl bir çabadır? Bunun üzerinde herkesin nesnel biçimde düşünmesi gerek.
Tahmini Okuma Süresi: 9 sa. 1 dk.Sayfa Sayısı: 318Basım Tarihi: Kasım 2015Yayınevi: İmge Kitabevi
ISBN: 9789755338231Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 40.0
Erkek% 60.0
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Sami Selçuk
Sami SelçukYazar · 21 kitap
Sami Selçuk (d. 1937, Taşkent, Konya), Türk hukukçu. 1955 yılında Konya Lisesini, 1959 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirmiştir. Ankara yargıç adayı olarak mesleğe başlamış sonra sırasıyla, Sütçüler, Akşehir, Yenice ve 1972'den sonra Yargıtay Cumhuriyet Savcılığı görevlerinde bulunmuştur. 21 Eylül 1982 tarihinde Yargıtay Üyeliğine seçilmiştir. Fransızca ve İtalyanca bilmektedir. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde doktora yapmış, 1986 yılında Doçent olmuştur. Birçok basılı eseri, Varlık (İstanbul), Türk Dergisi, Revue penitentitiare et de droit penal (Paris), Revue de droit penal et de criminologie (Bruxelles), Archivio penale (Milano), Cuadernos de politica criminal (Madrid) adlı yerli ve yabancı dergiler ile günlük basında yayımlanmış Türkçe ve yabancı dilde; hukuk, dil, laiklik ve Atatürkçülük ve çeşitli konularda makale ve denemeleri vardır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunca 7 Temmuz 1999 tarihinde Yargıtay Birinci Başkanlığına seçilmiştir. 15 Haziran 2002 tarihinde yasal yaş sınırı nedeniyle emekliye ayrılmıştır. 3 Kasım 2002 Türkiye genel seçimleri'nde ANAP'tan Ankara 2. bölge 1. sıradan milletvekili adayı olmuş ancak milletvekili seçilememiştir. Emekliye ayrıldıktan sonra Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin öğretim üyeleri kadrosuna dahil olmuştur ve Ceza Hukuku Anabilim Dalı Başkanlığına seçilmiştir. Fakültede Ceza Hukuku ve Ceza Usul Hukuku dersleri vermektedir. Ayrıca Aralık 2010'dan itibaren AİHM Danışma Paneli (AİHM yargıçlarını değerlendirmek yeterliliğini incelemek üzere kurulmuştur) üyeliğine seçilmiştir. Kamu Görevlileri Etik Kurulu üyeliği görevini de yürütmüştür.