"Geceyi öyle sevdim ki; sessizlikleri, gölgesiz silüetleri, gündüz yakalanamayan bakışları için. Sanki birbirini tanımadan, kendi varlığının ötekinin varlığına bağlı olduğunu aklına getirmeden kendi paylaşan iki dünya var. Bir yığın insan alacakaranlıkta belirir ve şafakta kaybolur. Nereye gittikleri bilinmez."
Haftanın son günü #keskegercekolsa kitabının yorum ile geldim. Yıllar önce filmini izlemiş ve çok sevmiştim. Kitabı okumak tabiki daha güzel. Size tavsiyem önce kitap okuyun, sonra film izleyin.
Laure stajer doktordur. Yoğun bir nöbet sonrası arkadaşları ile hafta sonu tatil için arabasıyla yola çıkar. Uykusuzluk, yorgunluk kaza yapmasına neden olur. Olay yerine gelen sağlık ekibinin müdahaleleri yeterli olmaz. Altı aydır komandadır.
Arthur yeni taşındığı evde dolabının içinde bir kadınla karşılaşır. Laure ona kaza geçirdiğini ve komada olduğunu söyler. Tabiki böyle bir şeye inanmak imkansızdır. Arthur'un gördüğü, duyduğu, iletişime geçtigi kadına inanması zaman alır. Bundan sonrası eğlenceli ve keyifliy bir hikaye.
Kitap kesinlikle çok güzeldi. Özellikle son sahnede kalbimim sızladı. Yazarın anlatımı, olayları uzatmaması çok iyidi. Bir günde okuyabileceğiniz bu kitabı gözüm kapalı öneriyorum.