Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Var Olmanın Kötülüğü

Keşke Hiç Olmasaydık

David Benatar

Keşke Hiç Olmasaydık Gönderileri

Keşke Hiç Olmasaydık kitaplarını, Keşke Hiç Olmasaydık sözleri ve alıntılarını, Keşke Hiç Olmasaydık yazarlarını, Keşke Hiç Olmasaydık yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hayata, varolmayışın kutsal sükûnetini bozan faydasız bir zaman dilimi olarak da bakabilirsiniz. Arthur Schopenhauer
Var olmanın zararlı olduğunun kabul edilmesi birçok kişi için oldukça güç bir sonuç. Çoğu insan kendi varoluşuna hayıflanmıyor. Çoğu insan hayattan zevk alıyor ve var olduğu için mutlu. Fakat bu değerlendirmeler tam da saydığım nedenlerden dolayı yanlış. Kişinin hayatından zevk alması, var olmanın var olmamaktan daha iyi olduğu anlamına gelmez; çünkü eğer kişi dünyaya gelmeseydi, o hayattan Alınan zevklerden mahrum kalan kimse olmayacaktı ve hazzın yokluğu kötü olarak nitelendirilmeyecekti. Diğer taraftan eğer kişi hayattan zevk almıyorsa varoluşuna hayıflanması da doğaldır. Bu durumda, kişi dünyaya gelmemiş olsaydı, yaşadığı hayatı sürdüren ve acı çeken bir varlık da olmayacaktı. Bu, Hazzı tecrübe edecek kimsenin yokluğunda bile "iyi"dir.
Reklam
Eğer dünyada hiç in­san olmasaydı, acı miktarı büyük ölçüde azalırdı. Mizantropik argüman bu uç noktaya getirilmese bile en azından insan nü­fusunun radikal biçimde azaltılmasını savunmak için kullanı­labilir. İnsanlığın sonlanması dünyadaki acıyı epey azaltsa da tama­men ortadan kaldıramaz. Geriye kalan hissedebilen canlılar acı çekmeye devam eder ve onların da dünyaya gelmesi hala za­rarlı olabilir. Mizantropik argümanın bu kitapta sunduğum ar­gümanlar kadar ileri gitmemesinin nedenlerinden biri de bu. Sunduklarını, insan türüne karşı antipatiden değil, hissedebilen tüm canlılarla empatiden kaynaklanıyor. Dahası, insanlar fi­lantropik argümanlara karşı direnç gösterseler de, mizantropik argümanlara daha da fazla direnç göstereceklerdir. Fakat mi­zantropik argüman, filantropik argümanla uyumsuz değildir. Var olmanın her zaman zararlı olduğu görüşünü insanların benimsemesi düşük bir ihtimal. Çoğu insanın çocuk yapmayı bırakması daha da düşük bir ihtimal. Tam tersi, görüşlerim bü­yük ihtimalle görmezden gelinecek ya da reddedilecek. Bu da, şimdi ve insanlığın sonuna kadar geçecek sürede büyük oranda acıya sebep olacağı için, filantropik bir tepki olarak değerlen­dirilemez. İnsanlara karşı kötülük barındırdığı da söylenemez, fakat var olmanın zararlarına karşı kişinin kendini kandırma­sıyla ortaya çıkan kayıtsızlığın bir sonucudur.
Sayfa 246 - DoğuBatı YayınlarıKitabı okudu
Tabii ki intihar edilmesi yönünde genel bir tavsiyede bulun­muyorum. İntihar da diğer nedenlerle ölüm gibi, ölen kişiden yoksun kalan insanların hayatlarını çok daha kötü hale getiri­yor. Kişinin intihar etmesinin ona yakın olanların hayatı üze­rinde oldukça menfi bir etkisi oluyor. Bir Epiküryen kendi ölü­münden sonra neler olacağıyla
Sayfa 242 - DoğuBatı YayınlarıKitabı okudu
İnsanlık ne zaman sona ererse ersin, son insanlar ciddi be­deller ödeyecek. Ya öldürülecekler ya da azalan nüfus ve sosyal altyapının çökmesi sonucunda yaşamları giderek güçleşecek. Diğer koşullar sabitken, bu durum daha geç bir zamanda ger­çekleşirse, bunun bir kazanımı olmaz. Aynı derecede acı çeki­lir. Fakat soyun daha erken tükenmesi halinde telafisi müm­kün bir bedel var -şimdiki nesille son nesil arasındaki zaman­ da yaşayacak olan yeni nesillerin ödeyeceği bedel-. Bu yüzden, soyun daha erken tükenmesi için sunulan gerekçeler güçlüdür. En iyi ihtimalle, sınırlı sayıda insanın dünyaya getirilmesi "Soyun Aşamalı Tükenmesi" kısmındaki tartışmanın da gös­terdiği gibi, soyun aşamalı tükenmesi planının bir parçası ola­rak meşrulaştırılabilir. Böylece, son neslin kaderini paylaşacak insanların sayısı şu andaki milyarlardan çok daha aza indirile­bilir. Fakat insan nüfusunun, hızlı nüfus azalma oranının be­delleri olmadan yeterince hızlı bir şekilde düşürülüp, son in­sanların sayısının aradaki nesillerin göreceği zararı önleyecek kadar az olup olamayacağı sorusuna cevap vermek kolay değil. Cevap ne olursa olsun, birkaç nesil içinde soy tükenmesinin sa­yısız birçok nesil sonra gerçekleşecek soy tükenmesine kıyasla daha tercih edilir olduğunu söyleyebiliriz. Soyun erken tüken­mesi bazı insanlar için daha kötü olabilir fakat genel anlamda daha kötü olduğu sonucuna ulaşamayız.
Sayfa 219 - DoğuBatı YayınlarıKitabı okudu
bugün nüfusa dair yaşam kalitesiyle ilgili karşılaştığımız sorunlar, nü­fusun azaltılmak yerine çoğaltılmasından kaynaklanır. Ve nü­fus artış hızı düşseydi ya da nüfusun kendisi aşamalı olarak azalmaya başlasaydı bile bu durum yeterli olmazdı. Sadece, nü­fusun büyük bir hızla azaldığı ya da insan sayısının bin yıl önce aşmış olduğumuz sınıra indiği durumlarda halihazırdaki zarar miktarını azaltmak için dünyaya yeni insanlar getirilmesi ko­nusu düşünülebilir. O noktaya çok uzağız.
Sayfa 215 - DoğuBatı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Azalan nüfusun yaşam kalitesini düşürebileceği başka bir durum da, bir neslin bir öncekinden görece daha az sayıda ol­ması değil, yeni neslin sayısının birden çok eşikten birinin altı­na düşmesidir. Böyle durumlarda, nüfusun mutlak (sadece gö­rece değil) hacmi o kadar küçüktür ki, yaşam kalitesi düşer. En düşük eşikteki uç bir örneği düşünün: Adem
Sayfa 205 - DoğuBatı YayınlarıKitabı okudu
insanlar, dünyaya daha fazla mutluluk katkısında bulundukları için değerli değil­lerdir.Tam tersi, ilave mutluluk, insanların hayatını iyileştirdi­ği için değerlidir.
Sayfa 195 - DoğuBatı YayınlarıKitabı okudu
Nüfus oranı daha yüksek olan bir dünyada, yaşam ka­litesi çok daha düşüktür. Bu yüzden de düşük nüfus oranlı bir dünyadan daha kötüdür.
Sayfa 192 - DoğuBatı YayınlarıKitabı okudu
Kendini gerçekleştirmiş mutlu bir felçli insanın yaşam kalitesi, kendini gerçekleştirememiş, mutsuz ama fiziksel olarak engel­siz bir atletin yaşam kalitesinden daha yüksek olabilir.
Sayfa 144 - DoğuBatı YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.