‘Selâm’la huzurlarınızdayız.
Allah Teâlâ’nın, Selâm ism-i şerîfini hemen hepimiz biliriz. Fakat yeterince tefekkür etmeyiz. Bu yüzdendir ki pek çoğumuz, günlük konuşmalarımızda sıkça geçmesine rağmen ‘selâm’ın derûnunda yatan mânâlara vâkıf değiliz. Halbuki sun’î düşmanlıkların üretildiği, Müslümanların zulme uğradığı bir dönemde Selâm’a, belki de her zamankinden daha çok ihtiyaç duyuyoruz.
Selâm, bir sırlı kelâmdır ve medeniyetimizi inşa eden en temel kavramlardan biridir. Medeniyetimizin ihyâsı da, yeniden bir selâm toplumu oluşturmakla mümkün olacaktır.
Dergimizin bu 24. sayısında Prof. Dr. Süleyman Uludağ; ‘İslâm’da ve Sûfîlikte: Selâm ve Salavât’ başlıklı yazısıyla konuya güzel bir girizgâh yaparken; selâm ve salavâtı hem âyet ve hadîsler çerçevesinde ele alıyor, hem de ehl-i tarîkin bu konudaki zengin literatürünü gözler önüne seriyor. Hüseyin Top ise yine aynı minvalde İslâm’da selâmın önemini anlattığı yazısında Mevlevî mukâbelesi ve Evrâd-ı Şerîfesi’nde selâma da yer veriyor.
Değerli edebiyatçımız Dursun Gürlek selâm anekdotlarıyla süslediği yazısında bugünkü selâm anlayışımızın zayıflığına dikkat çekerken nasıl olması gerektiğiyle ilgili bilgiler de veriyor. Prof. Dr. Ali Akpınar; ‘Selâm Ruhunu Yaşatmak’adlı yazısında Kur’ân-ı Kerîm’de selâmı anlatırken Prof. Dr. Ramazan Altıntaş okuyucuyu dünyayı selâm yurduna çevirmeye davet ediyor. Dilaver Selvi, selâm olan gönülleri, Kemal Sayar ise selâmın insan ve toplum üzerindeki etkilerini anlatıyor. Hayati İnanç ve Emrah Gökçe’nin birlikte kaleme aldıkları ‘Yârin Bize Bir Selâmı Yok mu?’adlı yazı, Dîvân edebiyatımızdaki ‘selâm beyitleri’yle medeniyetimizde selâmın yerine dikkat çekiyor. Salih Gülen ise İstanbul’daki Babü’s-selâm’dan Medine’deki Babü’s-selâm’a selâm gönderiyor.
Değerli Mütefekkir Ali Bulaç’la yapılan bir de röportajın yer aldığı dergiyi, bu sayısında da zengin içeriği ve görselliğiyle dikkat nazarlarınıza sunuyoruz.
Cenâb-ı Hakk, üzerimizde Selâm ism-i şerîfinin tesirini halk etsin. Vesselâm...
