Havanın açık olduğu günlerde güneş, tamircinin tahminine gire saat onbire doğru, şiltenin üst tarafındaki duvara birkaç dakikalığına vuran bir altın ışık huzmesiydi. Bir keresinde tamirci duvara vuran bu ışığı öptü, bir keresinde de diliyle yaladı.
Böylesine uzun süren feci bir tutukluluk devrine rağmen geçmişteki duyguların hala olduğu gibi kalabilmesi inanılacak şey değildi. En derin yaralar asla kaybolmaz.
Bunlar benim duygulanm. Yalnız, bu açıklamayı yaptıktan sonra hemen ekliyeyim Belki sen zaten sezmişsindir ya, ben bir meliorist'im. Demek istedigim, bir pesimist (kötümser) gibi davranmak elimde olmadığı için bir optimist (iyimser )gibi davranırım. Oyle karışık zamanlarda yaşıyoruz ki insan çok zamanlar bir çaresizlik duygusuna kapılıyor. Kontrolulümüzün altında olmayan bir yığın olayları görmek, yaşamak, anlamaya calışmak ve eğer elimizden gelire, birazcık düzene sokmak zorundayız. Bunalıyoruz; gene de corbaya katacak bir çimdik tuzumuz varsa bu çabayı sürdürmek zorundayız. Çabadan vaz geçtiğimiz anda insanlığımızdan birşeyler yitirmek tehlikesiyle karşı karşıya kalırız.