Kılgısal Usun Eleştirisi

Immanuel Kant

About Kılgısal Usun Eleştirisi

Kılgısal Usun Eleştirisi subject, statistics, prices and more here.

About

"Resmi yapılacak iki şey vardır," diye yazıyordu Leonardo da Vinci, yüzyıllar önce modern Avrupa insanı düşünceye uyanırken: "insan ve onun bakış açısı. Birincisi kolaydır; ikincisi olanaksıza yaklaşır." Frederick Artz'ın çalışması Leonardo'nun olanaksızının üzerine saldırır, büyük ustanın hiç de ustası olmadığı biricik sorunun gerçekte en vazgeçilmez kaygı olduğunu göstermeye çabalar: Yalnızca insanın değil, ama insanlığın bakış açısının bir tablosunu üretmek. Görev en güç olanıdır. Yalnızca yalıtılmış ve dinamiğini yitirmiş bilinç biçimlerini çözümlemek değil, ama dünya tarihine, onun zaman ve uzayına dökülen Tinin görüngülerinin anlamını yakalamak. Bir Oluş sürecini kavramak. Görev de eşit ölçüde Oluş sürecindedir. Yalnızca bakmayı değil, ama usun ve istencin ve duyuncun gözleriyle bakmayı gerektirir. Tablonun renkleri düşünceler ve tutkular, ve fırçası eytişimin tılsımı olmalıdır eleştirel kavrayış ve duyuş yetisi. Ama Avrupa'nın Orta Çağlarını yorumlama görevi o denli de melankoliktir, çünkü gereç Yunan ve Roma uygarlıklarının paha biçilmez kalıtını çürüten, onlardaki incelik ve güzellik tinini, bilim ve felsefe değerlerini algılamayan bir barbarlık kütlesidir. Avrupa'nın Orta Çağları Musa'nın yetkeci, cezalandırıcı, yeryüzünü bir korku sisine bürüyen Tanrısının özgür ve çocuksu Helenik tin üzerindeki öç alanı olarak görünür. Kendini yaratma sürecini durduran, aslında geriye yürüyüşünü başlatan bir insanlığın yaşadığı karanlık bir korkunun zamanıdır, bir alev gibi göğe yükselen kısa süreli İslamik girişime karşın, tarihi hiç de gereksinmediği bir sapmaya sürükleyen bir boyun eğme dönemidir. Orta Çağlar tüm boşinancı ile ve tüm sağduyu yoksunluğu ile, Özgür Düşünceden, Usun kendisinden korkusu ile modern Avrupa uygarlığının, en sonunda Batı (Protestan/Germanik) nihilizmin asıl temellerinin aranacağı karanlık bölgedir. İnsanlığın dinsel ve ulusal kamplara parçalanışının mayalandığı, kozmopolitan kardeşlik tinini yeryüzünden silip yokeden evrensel düşmanlık duygusunun doğduğu tarih dilimidir. Yeryüzünün soğumaya başladığı, gökyüzünde bir sığınağın arandığı zamandır. O us tutulması, yürek tutulması Çağlarında ve onu izleyen bütün bir modern dönem boyunca Avrupa'da neyin öğrenilemediğini hiçbirşey Goethe'nin sözlerinden daha iyi anlatamaz: "Ulusların üstünde insanlık vardır." -Aziz Yardımlı-
Translator:
Aziz Yardımlı
Aziz Yardımlı
Estimated Reading Time: 6 hrs. 6 min.Page Number: 215Publication Date: 2016First Publication Date: 1788Publisher: İdea YayıneviOriginal Title: Kritik der praktischen Vernunft
ISBN: 9789753970945Country: TürkiyeLanguage: Türkçe
Reklam

Book Statistics

Reader Profile of the Book

Kadın% 33.8
Erkek% 66.2
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

About the Author

Immanuel Kant
Immanuel KantYazar · 33 books
Immanuel Kant, 22 Nisan 1724 – 12 Şubat 1804 (Königsberg) tarihleri arasında yaşamış olan Alman filozofu. Alman felsefesinin kurucu isimlerinden biri olmuş ve felsefe tarihinin kendisinden sonraki dönemini belirleyici olarak etkilemiştir. Yaşamı Kant, eleştirel felsefenin babası olarak kabul edilir. Doğu Prusya'nın Königsberg (Kaliningrad) kasabasında doğdu. Hep burada yaşadı. Üniversite eğitimi sırasında birkaç yıl öğrencilere özel dersler verdi. Eğitimi sırasında Leibniz ve Woolf'dan etkilendi. 1755 tarihinde doçent derecesi aldıktan sonra üniversitede çeşitli sosyal bilimler alanlarında dersler vermeye başladı. Kant başlangıçta fizik ve astronomi alanında yazılar yazdı. 1755 yılında "Evrensel Doğal Tarih ve Cennetlerin Teorisi" adlı eserini yazdı. 1770 yılında Königsberg'de mantık ve metafizik kürsüsüne atandı. 1770'den sonra Hume ve Rousseau etkisiyle eleştirel felsefesini geliştirdi.12 şubat 1804'de Königsberg'te öldü. Felsefesi Modern felsefenin gelişim seyrine uygun olarak bilgi kuramını ön plana çıkartmıştır. Kant'ın gözünde bilim, liderleri kesin olan ve yöntemleri, ancak Hume'unki gibi felsefi bir kuşkuculuk benimsendiği zaman sorgulanabilen evrensel bir disiplindir. Bilim yansızdır ve nesneldir. O, felsefedeki ilk ve temel misyonunun bilimi temellendirmek, daha sonra da ahlakın ve dinin rasyonelliğini savunmak olduğuna inanmıştır. Bu amacı gerçekleştirmek için, hem Descartes'ın rasyonalizminden ve hem de Hume'un empirizminden önemli gördüğü öğeleri alarak, transsendental epistemolojik idealizm diye bilinen kendi bilgi kuramını geliştirmiş, yükselen bilimin felsefi temellerini gösterdikten sonra, özgürlük ve ödev düşüncesine dayanarak Hristiyan ahlakını savunma çabası vermiştir. O, fenomenal gerçeklikle, yani bizim duyular aracılığıyla tecrübe ettiğimiz dünya ile numenal gerçeklik, yani duyusal olmayan ve hakkında bilgi sahibi olunamayacak dünya arasında bir ayrım yapmıştır. Kant öğretisiyle bilimsel bilginin olanaklı olduğunu göstererek, Newton fiziğini temellendirir, fakat varlığın genel ilkeleri, Tanrı'nın varoluşu, ruhun ölümsüzlüğü gibi konuları ele alan geleneksel metafiziği olanaksız hale getirir. Çünkü, metafizik alanında, ruh, Tanrı, evren kavramlarını düşündüğümüz zaman, burada duyu-deneyi tarafından sağlanan malzeme bulunmaz. Bilginin iki temel öğesinden biri olan deney, tecrübe öğesi metafizik alanında söz konusu olmadığı için, akıl burada antinomilere düşer. Öyleyse metafizik alanında bilimsel bilgi olanaklı değildir. Bununla birlikte, Kant görünüş-gerçeklik ya da fenomen-numen ayrımını insan varlığına uygulayarak, ahlak olanağını kurtarır.