Kimyayı Saadet Gönderileri
Kimyayı Saadet kitaplarını, Kimyayı Saadet sözleri ve alıntılarını, Kimyayı Saadet yazarlarını, Kimyayı Saadet yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bişri Hafi (r.a) der ki: "Ey zahitler! Sefere gidin ki, (günahlardan) temizlenesiniz. Bir yerde kalan su mutlaka kokar."
Karada, denizde Allah'ın acayip işlerini görmeli; dağda, dağlarda ovalarda, çeşitli iklimlerde, dünyanın çeşitli yerlerinde değişik hayvan, bitki ve diğer yaratıkları görmeli, her birinin kendi yaratıcısını teşbih, tenzih ettiğine ve sani'in birliğine delâlet ve şahitlik ettiğine bakmalıdır. Böyle ibret nazarıyla bakan kimse, harfi ve sesi olmayan cansızların sözünü anlayabilir ve harfsiz ve rakamsız olarak bütün varlıkların çehresinde yazılan ilâhi yazıyı okuyabilir. Kâinatın bütün sırlarını ondan anlayabilir. Bilhassa gökler alemine baktığı zaman, onlar ki, her gece ve gündüz, kendi etrafında dönen acayib sırlarını lisan-ı hal ile açıklar ve bu ayeti kerimenin manasını tefsir eder:
وَكَاَيِّنْ مِنْ اٰيَةٍ فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ
يَمُرُّونَ عَلَيْهَا وَهُمْ عَنْهَا مُعْرِضُونَ
"Göklerde ve yerde nice alâmetler vardır; üzerinden geçerler, fakat onları anlamazlar" (Yusuf, 105). Bundan başka bir kimse kendi yaratılışına, azalarına ve sıfatlarına bakarsa, ömrü boyunca bu manzara kendisine yeter. Belki kendindeki şaşılacak hâlleri olduğu gibi görmek için zahiri gözünü kapayıp batini gözünü açmalıdır.
Sayfa 328Kitabı okuyor
Büyüklerden biri, daima mezarlıkları dolaşır, kitap okur ve yalnız otururdu. Ona: "niçin böyle yapıyorsun?" dediler. "Hiç Yalnızlık gibi selâmetli yer, mezarlık gibi vaiz ve kitap gibi arkadaş bulamıyorum." dedi.
Kiminle oturup kalkarsan, onun sıfatı sana sirayet eder ve senin bundan asla haberin olmaz. Gafil kimselerle oturup arkadaşlık eden kimselerin tabiatı, farkında olmadan onların tabiatından birçok günahların tohumunu alır. Dünyayı sevenleri ve onların dünyaya olan ihtiraslarını görenler, her ne kadar o ihtirası günah sayıp reddediyor ise de, çok
Müslüman'ın Müslümana Hakları
Din kardeşlerinin cenazesinin ardından gitmelidir. Peygamber (s.a.v.) buyurur: "Cenazenin ardından gidene bir kırat, defnedilinceye kadar bekleyene iki kırat sevap yazılır ki, her kırat defalarca Uhud dağından büyüktür. Cenazeyi teşyi etmenin edebleri şunlardır: Susmalı, konuşmamalı, gülmemeli, taziye vermeli ve kendi ölümünü düşünmelidir. Ameş (r.a.) diyor ki: Cenazenin ardından gittiğimiz zaman, öyle üzülürdük ki, dışardan gelen kimse kime taziye vereceğini bilmezdi. Çünkü hepimiz birbirimizden üzgündük. Peygamberimiz buyurdu ki: “Ölünün arkasından üç şey gider: Ehli, malı ve amelleri. Ehli ve malı geri döner, amelleri ise onunla beraber kalır."
Musa(as) "Ya Rabbi seni nerede arayayım?" dedi.
Allah; "Beni gönülleri kırık olanların yanında ara buyurdu."
Hadiste: Gücün yettiği kadar, kime olursa olsun iyilik et. Eğer o iyiliğe layık değilse sen layıksın." Buyurulmaktadır.
Hadiste: "İmandan sonra en güzel amel, ibadet edenlere ve etmeyenlere şefkat etmek ve iyilik yapmaktır." buyurulmaktadır.
Peygamberimiz buyurur: "Dostların, birbirleri arkasında yaptıkları dualar reddolunmaz.
Peygamberimiz buyurur ki "Kötülük gördüğü zaman ifşa eden, iyilik gördüğü zaman gizleyen kötü arkadaştan Allah'a sığınırım."
Hadiste: "Mü'min mazeret kabul eder. Münafık da kusur görür” buyurulmaktadır.