Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kırım Tatarları

Alan Fisher

Kırım Tatarları Gönderileri

Kırım Tatarları kitaplarını, Kırım Tatarları sözleri ve alıntılarını, Kırım Tatarları yazarlarını, Kırım Tatarları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1907’den sonra üçüncü bir Tatar münevver grubu ortaya çıktı. Gaspıralı’nın Pan-Turkism fikirleri yerine Kırım’da Tatarcılık fikrinin gelişmesine çalıştı.
Abdurreşid Mehdi: Sefaletimiz zenginliklerimizin, hâzinemizin, malî kaynaklarımızın başkalarının cebinde olduğunu ispat ediyor... Halkımın mensupları arasında 50.000 topraksız köylü vardır, bu sebepten de vakıf devlet ve hanedan toprakları az ürün verip, sadece az sayıda imtiyazlı kişiyi besliyorlar. Bu toprakların hepsi geçmişte Tatar halkına aitti; bunların hepsi şimdi başkalarının eline geçmiştir.
Reklam
Kazan'da Abdulla Tukay, Kırım’da ise bu görüşü Perekop’lu bir köylü ailesinden gelen Abdurreşid Mehdi dile getiriyordu. Abdurreşid, normal bir Tatar okulunda tahsil yapmıştı ve Karasubazar’daki bir Rus-Tatar okulunda öğretmenlik yapıyordu. Pan-İslam ülküleriyle ilgilenmeksizin dikkatini Kırım’da yaşayan Tatarların meselelerine teksif etmişti.
Liberal bir Kazan Tatarı olan Abdullah Tukay Kırım dahilinde ve haricinde Gaspıralı ve gazetesiyle ilgili olarak sayıları gitgide artan bir grup Tatar münevverinin düşüncelerini temsil eden dört temel tenkidi dile getirdi: (1) Tercüman Kırım lehçesinde yazılmıştı ve bu sebepten diğer Tatarlar tarafından anlaşılmıyordu; (2) Gaspıralı, bürokratik ve monarşist bir reaksiyonerdi (o, merkezî Rus Devleti’nin devamı fikrini destekleyen Kadet’lerce temsil olunan burjuva liberallerinin tarafını tutmuştu); (3) Gaspıralı, birçok kez Osmanlı sultanının despotizmine karşı uysal bir tavır takınmıştı.
Müslüman Tatar reformunu başlatan kişi, Şehabeddin Mercani adındaki bir Kazan Tatarıdır.
Zemstvo okullarından mezun olan yeni Tatar münevverleri başlangıçta ihtilalci değildiler. Müslüman Tatar eğitiminde değişiklik yapılması için ilk fikirler 1850’li yıllarda Volga bölgesinde şehir burjuvazisine mensup Kazan Tatarları arasında görüldü. Böyle bir grubun Kırım’da olmayışı, orada bu fikirler için münbit bir ortamın kolayca meydana gelmesine bağlıdır.
Reklam
Bir müddet Kırım’da kalmış olan Alexander Puşkin, Rus valisinin ikametgâhı haline getirilen Bahçesaray Hansarayı hakkındaki intihalarını şöyle anlatmıştır: Saraya girişinde tahrip olmuş bir fıskiye gördüm; su, paslanmış bir demir borudan damlalar halinde düşüyordu. Sarayın harap hâle gelmesine sebep olan ihmalkârlığa ve odalardan çoğunun yan Avrupai tarzda yeniden inşasına kızgın bir şekilde sarayı gezdim.
1809’da Kırım’dan geçen Edward Clarke’ın yazdıkları ise şöyle: Bir avuç kurşun elde etmek için askerlerin Kefe’de güzel camileri, umumî çeşmeleri sökmelerine ve bütün umumi su kemerlerini tahrip etmelerine, yıkmalarına veya depoya tahvil etmelerine, minareleri yıkmalarına müsaade olunmuştur...
Çatışma, bir tarafta Müslüman halkla Rus idaresi arasında, diğer tarafta ise Müslüman cemaati içinde gelenekçi ulema ile modernleşme ve yeni bir Tatar hüviyeti için çaba harcayan yeni Tatar aydın zümresi arasındaydı. Bu iki çatışmanın potansiyel olarak kabil-i telif olmaması, Tatar rönesansı içinde iç zıtlıklara sebep oldu.
Bu sebepten Ruslar kendilerince gereksiz yere boş ve faydasız olan toprakları doldurmak için Kırım'a dışarıdan diğer milletleri ithal etmek zorunda kalmışlardır. Eski din mensupları, Ermeniler, Yunanlılar, Bulgarlar, Almanlar hatta İsviçreliler cömertçe toprak ve malî imtiyaz bağışlarıyla Kırım’a buyur edilmişlerdir.
522 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.