Kırım Tatarları

Alan Fisher

En Eski Kırım Tatarları Gönderileri

En Eski Kırım Tatarları kitaplarını, en eski Kırım Tatarları sözleri ve alıntılarını, en eski Kırım Tatarları yazarlarını, en eski Kırım Tatarları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Rusya ve Sovyetler Birliği’ndeki tarihi araştırmalarda, yüzü aşkın gayr-ı Rus millet, tarihlerinin ve kültürlerinin hak ettiğinden daha az ilgi görürler. Ayrıca bu tür genel eserler, Rusların başka millet ve ülkeleri fethini, Çarlık ve Sovyetler hâkimiyeti altındaki etkin azınlıkların genişlemesi ve idaresi, Asyalı ve diğer Slav olmayan gruplara Ruslarla Batı Avrupa’nın fikir ve müesseselerinin intikalinde Rusya’nın rolü ve değişik etnik millet ve kültürlerin karışım potası olarak Rusya’nın karakteri gibi önemli konulara sadece sathi bir önem verme eğilimindedir. Kırım Tatarları, Sovyetler Birliği’ndeki gayr-ı Rus milletlerin tarihini ve gelişmesini ele alan bir inceleme serisinin ilkidir. Özellikle bu halkın incelenmesi Sovyet liderlerinin çok milletli bir toplum yaratma denemelerinde karşılaştıkları problemleri canlı olarak gösterdiğinden, elinizdeki kitabın konusu böyle bir serinin başlangıcı için en uygun olanıdır. Volga Alınanlarının haricinde S.S.C.B.’ni meydana getiren milletler içinde Kırım Tatarları, muhtar bölge hakkı verildikten sonra bu hakları süresiz olarak geri alman tek topluluktur.
Volga Almanları ve Kırım Tatarları
Volga Alınanlarının haricinde S.S.C.B.’ni meydana getiren milletler içinde Kırım Tatarları, muhtar bölge hakkı verildikten sonra bu hakları süresiz olarak geri alınan tek topluluktur.
Reklam
Sürgün...
Kırım Tatarları, bugün gurbette yaşayan bir millettir. Kırım yarımadasındaki yurtlarına dönüş hakları tanınmadığı için SSCB, Türkiye Cumhuriyeti ve Batı dünyasına dağılmış topluluklar hâlinde yaşamaktadırlar. Aynı felâketlere uğramış diğer milletler gibi (akla Yahudiler geliyor), Tatarların milli hüviyet ve millî yurt iddiaları tarihi, kültürel ve lisan temellerine dayanmaktadır.
1920’den beri Kırım Tatarları bir felaketten bir diğerine mâruz kalmışlardır; toprakların kamulaştırılması ve bunun neticesinde kıtlıklar, 1928’le 1939 arasında politik ve kültürel üst tabakanın ortadan kaldırılması, 1941’le 1944 arasında savaşın ve işgalin getirdiği tahribat ve en sonunda SSCB’nin bugün de yaşadıkları ücra bölgelerine topyekun sürülmeleri. Fakat bütün bu zorluklara rağmen Tatar toplumunda gelişmeler olmuştur. Bu gelişmeler, Tatarların problemlerinin adil çözümü olarak gördükleri hususlarda mücadele için eşi olmayan bir cesarete sahip olduklarını göstermektedir.
Osmanlılar için Kırım Tatarları Avrupa siyasetlerinde gerekli askerî bir unsur hizmeti görmekteydi ve insan ve malzeme kaynağı sağlıyorlardı. Tatarlar, askeri bir güç olarak, hem Osmanlılara Doğu Avrupa ve Kafkas cephelerindeki seferlerde asker temin ediyorlar, hem de kuzeye karşı koruyucu tampon vazifesi görüyorlardı. Kırım hanının Osmanlı ordusundaki birlikleri sultanın ağır piyade ve süvari güçlerinin ilerlemesi için yol açan akıncılar (hafif süvari) olarak görev yapıyorlardı.
1789’da Rusların iskan hareketi başlamıştı ve bu, birçok Tatar nazarında yanlarında taşıyabildikleri mallarıyla birlikte bir Müslüman ülkesine gitmek için son fırsat olarak gözükmüştü. Büyük bir ihtimalle zadegan sınıfına dahil edilenler kadar fazla imtiyaz elde edemeyen küçük rütbeli mirzaların bir kısmı da Osmanlılarm hizmetine girmeyi tercih etmişti. Rudzeviç, bazı mirzaların köylerde “Çariçe hanımefendilerinin tebâsı olarak yaşamanın İslâmî kanunlara aykırı olduğunu” söylediklerini iddia etmişti.8 Fakat göç edenlerin köylü veya ulema değil de küçük rütbeli asilzadeler ve Osmanlı Imparatorluğu’nda ticarî ilişkileri olan bazı şehirliler olmaları bu iddiayı haksız göstermektedir.
Sayfa 116Kitabı okudu
Reklam
508 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.