Kırk Ayna

Avram Ventura

About Kırk Ayna

Kırk Ayna subject, statistics, prices and more here.

About

"..... Savaştan dönen bir asker, küçük bir köyden geçiyormuş. Köyün dibindeki duvarlardan birinde, tam on ikiden vurulmuş yüzlerce nişan tahtası görmüş. Asker keskin bir nişancıymış. Bu küçücük köyden kimin bu kadar iyi atışlar yaptığını merak etmiş. Bütün gününü nişancıyı arayarak geçirmiş. Sonunda onun genç bir delikanlı olduğunu görmüş. Genç adamı köyün en uç noktasına kadar götürüp, ona on ikiden vurulmuş hedefleri göstermiş. “Bunları sen mi yaptın?” diye sormuş. “Evet, ben yaptım.” diye yanıt vermiş delikanlı. “Nasıl yaptığını anlayamıyorum,” demiş asker. “Çok keskin bir nişancı olmama karşın, hedefi asla yüzde yüzlük bir başarıyla vuramam. Sen bunu nasıl başarıyorsun?” “Aslında oldukça basit sayılır,” diye belirtmiş oğlan. “Önce ateş ediyorum, sonra hedef tahtasını çiziyorum.” Çoğu kez benim de yaptığım gibi… Bir konuyu ele alırken, aklıma gelen bir öyküyü aktardığımda, onun ışığında sözlerimi daha çok güçlendirdiğimi sanıyorum. Kimi zaman da okuduğum bir öykünün iletisi, beni o konu hakkında yazmaya itiyor. Bir başka deyişle, onlardan aldığım ışığı kendi görüşlerimle destekleyerek yansıtmaya çalışıyorum.
Estimated Reading Time: 4 hrs. 32 min.Page Number: 160Publication Date: February 2014Publisher: Etki Yayınları
ISBN: 9786055117245Country: TürkiyeLanguage: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

About the Author

Avram Ventura
Avram VenturaYazar · 10 books
Avram Ventura : Bütün ailenin biricik çocuğuyum. Ne amcamın bir çocuğu oldu, ne de benim bir kardeşim... Bu nedenle biraz içedönük büyüdüm. Lise son sınıfa kadar edebiyat en kötü derslerimin arasındaydı. Nasıl olduysa bir yıl içinde doyumsuz bir kitap okuma uğraşına girdim. Haftada birkaç tanesini rahatlıkla bitirebiliyordum. Bu birikim edebiyat derslerimi bir anda düzelttiği gibi beni şiiri sevmeye ve yazmaya yöneltti. Öyle bir tutkuyla şiir yazmaya koyuldum ki günde en az bir tane bitirmek için kendimi zorluyordum. Gerçi çoğu bir şeye benzemiyordu; ama onlar daha sonra yazacaklarıma birer basamak oluşturdukları için yararlı da sayılabilirler. Yıl 1968, ilk şiirim Hafta Sonu Dergisi'nde yayınlandı. Daha sonra üniversite yaşantısı başladı. Okula sürekli gitmediğim için okuyup yazmaya zaman ayırabiliyordum. Yine aksatmadan İzmir İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi Muhasebe ve Finansman Bölümünü bitirdim. Bu arada Varlık, Yeditepe, Soyut, Güney gibi o günün önemli dergilerinde yazı ve şiirlerim yayınlanmaya başladı. Attilâ İlhan'ın yönettiği Demokrat İzmir Gazetesi Edebiyat Eki'ni önemle eklemek gerekir. şu anda İzmirli şair ve yazar diye anacağımız dostların birçoğu bu sayfalarda yer almışlardır. 1975 yılında evlendim. Sırasıyla bir oğlum ve bir kızım oldu. Bu çocukları yetiştirme süresi içerisinde, doğru dürüst ne okuyabildim, ne işe yarar bir şeyler yazabildim; ancak 1985 yılından sonra eski çalışma düzenime kavuşabildim. Nitekim ilk şiir kitabım da yine önceki birikimlerle aynı yıl yayınlandı: Sevgidir Yaşayan.