Kırk Yıl Gönderileri

Kırk Yıl kitaplarını, Kırk Yıl sözleri ve alıntılarını, Kırk Yıl yazarlarını, Kırk Yıl yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Beklemek... Bunun kısası olmayacağını herkes bilir.
Beklemek... Bunun kısası olmayacağını herkes bilir.
Reklam
Kalabalık... Kalabalık... Amcalar, halalar, enişteler, her biri birer yakınlık unvanıyla size hükmetmek, duygularımızs sahip olmak pençesini yapıştırmak için bir hak bulanlardan meydana gelmiş bir kalabalık
Sayfa 69
Bir milletin hayatı yalnız resmî vesikalar içinden çıkarılmış kuru tarih sahifelerinden anlaşılamaz. Herhangi bir devri anlamak için o devirde yaşamış olanların yazacakları hâtırât bu nokta-i nazardan pek mühimdir
Doğu, açlıklarını ve susuzluklarını giderecek oranda «mestizlik» kâsesini onlara sunamamıştı; bunu batıda buldular ve bir kez bulunca da artık kana kana onu içmeye koyuldular ve sanki sarhoş oldular. Onlardan önce de Türk edebiyatı batıya yönelme eğilim ve çabası göstermişti. Ama ne küçük bir alanda!.. Jean Jacq Rousseau'dan beş on sayfa, La Fontaine'den birkaç masal, Volney'den okullara özgü bir antoloji'de rastlanılmış bir parça. Toplamı onu bulmayan kötü çevirilerle trajediler, öyküler; Ahmet Vefik Paşa'nın. Moliere adapteleri... Bütün batıdan edinilen yararlanmaların toplamını oluşturuyordu ve batı kitaplıklarından düşünce hazinelerini doldurma imkânını bulabilmiş olanlar, bunu kendileri için saklayarak, dışarıya bir şey sızdırmıyorlardı. Eskiler değil, batıyla tanışıklıkları arttıkça yeniler, Şinasi okulunun ustaları bile, onları daha başka bir edebiyat ufkunun açılmasına gereksinim duymaktan alıkoyamıyordu. Onların bir son değil, geçmişten geleceğe götüren bir köprü olduğunda görüş birliği içindeydiler. Bu köprünün pek görkemli, pek büyük bir anayol olduğuna da inançları vardı. Bunun içindir ki bu köprüyü yapanlara yürekten bir saygıları vardı ve hiç düşünmeden usta derecesinde, belki yol gösterici niteliğinde saygı gösterirken, buna onları yükseltmekten çok, kendilerini değerbilir evlat çeşidinden ululamaya değer gençler öneminde saydıracak bir şey gözüyle bakarlardı.
Basın dünyasında en çok dikkati çeken iğrenç bir duygu ortalıkta egemendi: Birbirini çekememe. Herkes herkesi kıskanıyor, herkes herkesin Babıâli Caddesi'nde, şu kısacık yolun üç beş Ermeni yayınevi arasında sendeleyip düşmesini bekliyor denebilirdi. Ortada dönen, haydi haydi ömrü beş on haftayı geçmeyecek, mevkut sanından çok muvakkat sannına uygun dergiciklerde yayınlanan gülünç yazılardan, yüzyıllardan beri çiğnene çiğnene usanılmış, bir posa haline gelmiş şiirlerden başka bir şey değilken, kıskançlık saldırıları, cılız bir tavuğun ölüsünün yöresine üşüşen çaylaklar hırsıyla gagalarını, pençelerini (birbirlerine) atıyordu.
Reklam
166 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.