Ayna ki insandır ve belki insanın kalbidir; ondaki güzellik de, içine yansıyan güzel de asıl olmak gerek. Kendini bilen, aslında aynadaki güzelliğin hakikatini görendir.
Belki her seven âşık olmaz ama her âşık mutlaka severek işe başlamaz mı? Öyleyse sevmek, perdeleri kaldırmak için bir ilk adımdır, işte o kadar!.. Gerisi uzun bir yolculuk...
Yaratılanları sevgiye yönelten iki hasletten biri güzellik, diğeri yüceliktir. İnsanlar ya güzel olana yahut yüce olana karşı ilgi duyar, sevgi uyandırırlar. Allah hem güzellik hem de yücelik açısından mutlak olan mükemmelliğe sahiptir. 0 kadar ki, her ne güzellik ve ululuk varsa O'ndandır; belki O'na aittir. Dolayısıyla, her bakımdan sevilmeyi hak eden yalnızca O'dur.
Âşık olmak akıllılık olarak değerlendirilemez, tamam ama, bu, deli olmak demek de değildir. Denilse denilse ,âşığın kendisi için özge bir yol seçtiği söylenebilir. O yol ki, akıldan uzak bir fezadır ama sonu nurdan bir ülkeye çıkar.
Cennet umut ederek ibadet etmek, ev kiralamak için sabah akşam yük taşımaya benzer, oysa evin sahibine talip olmak gerekir (Cennet cennet dedikleri/ Birkaç köşkle birkaç huri // İsteyene ver onları/ Bana seni gerek sen (Yunus]).